Denge-siz-siniz (!)


Denge, hayatın içerisinde yarattığımız en ilginç kavramlardan bir tanesidir. Dengenin gerçek anlamını kulağımızın içerisinde varken, hayatın içinde yapılan bütün hareketler, düşünceler hep bir şekilde denge filtresinden geçer. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesinin, tüm kültürler içerisinde yer alan belirsizlik ve istikrarsızlık olarak kabaca dengesizlik olduğu söylenebilir. En azından ben bu yönde düşünüyorum. Toplumda örneklerini her gün, her saat ve dakika yaşıyoruz.


Terazi burcunun bir mensubu olarak, (çok da önemli olmamakla beraber..) terazinin kefelerini herkesten daha çok severim. Doğru ve kazıklanılmamış sonucu iki kefe eşitlenirse ispatlamak hemen mümkündür. Alışverişler, iletişimler hep yumuşak ve dengeli işler. Böylelikle rutine dönüşen ömürler, rahat kolay erişebilir emirlerin bütünü olan insanlar günlük hayatta sıkça duyduğumuz ‘’koyun sürülerine’’ benzemeye başlarlar. Düşünsenize, içsel hayatında bir çok dengesizlik ile dışarıdan görüldüğünde çok dengeli huzurlu bir toplum içerisinde olduğumuzu. Düşünmenize gerek yok, çünkü bizzat içerisinde yaşıyoruz. Dengesiz bireylerin oluşturduğu süper dengeli görülen aynı ülkü veya amaca hizmet ederek aynı bayrak altında toplanmış ve sınırları belirli kara parçaları içerisindeki huzur nerede? Hergün yeterince hayatından sıkılmış ve tekrarlardan bunalmış gibi hisseden bireylerin ‘‘dengesizliği’’ özlediğini ve bazen belirsizlik ile dengesizce konuştuklarını ve hareket ettiklerini düşünüyorum.

Iyice deliliğe övgüye benzemeye başlayan yazımda dikkat çektiğim cinsiyet kavramı içerisindeki dengesizlik ve dengesizlikleriniz… Ben kadın veya erkek olmanın çok önemli bir fark yaratmadığını düşünmek istiyorum hayatta. Daha şimdiden. ‘‘hadi canım sen de’’ diyor, ya da daha kabacalarını düşünerek  fikrime hemencecik verdiğiniz bir yargı olabilir. Bunun sebeplerinden bir tanesi kötü ögretmenlerin verdiği kötü derslerdir bana gore.

Öğretmenliğin nasıl yapılması gerektiğini bilmiyorum, fakat nasıl yapılmaması gerektiğini çok iyi biliyorum. Kişisel fikirleri eğitmenlik adı altında insanlar ile paylaşıldığında ‘‘büyüklerimizin dediklerini yapmalıyız’’ şeklinde düşünen milyonlarca çocuğun eğitildiğinden emim misiniz?Kendi iç dengesini daha keşfetmemiş birçok kadın-erkek çocukların birden bire bir adamın yada bir kadının sözünü gerçeğin ta kendisi olarak öğrenmesi; bir çok dengesizliğin daha çocukken bilinçli bir bilinçsizlik durumundan yaratılmış olan ana sebeplerinden bir tanesi olabilir. Ve günümüze yansıması şu şekilde olabilir ‘’ oolaan (okan dedi sanırım) saçların iyice karı gibi uzamış ha’’ Evet, ha!, aslında saçlarım sadece normal bir insanın saçlarını uzun süre içerisinde kesmediği süreçte uzayabileceği kadar uzun. Kendi kişisel hayatımdaki örneği yansıtmam için lütfen beni mazur görün, çünkü herkesin hayatında benimki kadar basit olmayan, yaşanılmış dengesizlik ve ayrımcılık nedeniyle neler yaşayabildiğini yada neler yaşayabileceğinden az da olsa fikrim var. Fakat bu gerçekten bağımsız bir şekilde öğretilmiş gerçeklikltir. Kocaman bir gerçek varken bireyin içerisinde bir gerçekliğe dönüşmüş, ve enteresan arkadaşım bu yorumu bana yapmıştır. Onun hayatında uzun saçlar kadınlara ait olmalıdır. Fakat canlılık doğasında arkadaşımın şahsi fikri malesef çürümekle birlikte, yanlıştırda.

Cinsiyet problemleri ve içerisindeki dengesizlikleri görsel olarak anlatmak gerekirse, bir terazi kefesine kadın, diğer terazi kefesine erkeği koyalım, mantığı ile bu problemin çözümünü bulmak malesef saçmalıktan ibaret görünmekte. Önemli olan, doğayı ve dünyanın içerisindeki en tehlikeli türlerden biri olan insanın gerçekten ne olduğunu en yalın ve gerçek haliyle anlatmaktan geçer. Kadın veya erkeği bir problem olarak görmek, birer ürün veya mal olarak görmek yıllarca terazi kefesinde iki olguyu karşılaştırmaya benzer. Bu nedenle halen, insanlar birbirlerini suçlamakta ve kendi haklı sebepleri için bile cinsiyetlerinin altına sığınmaktadır.Hiç bir kadın bakıma muhtaç olmadığı gibi, hiçbir erkeğin de görevi bir kadın için tüm hayatını harcamak olarak olmamalıdır. Aksi halde, yıllardır ‘‘ata erkil’’ olarak hüküm sürmüş olan salak erkeklerin acısını çıkartmak için kadın kefesine daha fazla baskı yaparak, bir anaerkil yapının oluşturulması da bu denle yanlıştır. Önemli olan eşitlenmek adına sürekli çekişme yada çok haklı sebepler ile uzun vadeli kavgalar yerine bu dengesizlik olgusunu yok edecek bir düşünce ile işler insanı şekilde ilerleyebilir. Örneğin neden dengesizlikler cinsiyetlerin suçuymuş gibi gösterilmek zorundadır, veya hayatta neden bir terazi dengesi olmak zorundadır. Cinsiyetsiz düşünmek ve en doğal olarak yalın ve sadeliği aramak, iyi bir başlangıç noktası değil midir?

Not: Hayvanları çok seven, fakat önünde pişmiş halde görünce de oturup yiyen insanlar, iki yüzlü ve dengesiz tutumunuzu hiç değilse saklamak için, bu pazar günü Taksim meydanında olun. Hiç değilse dünyaya ve canlılığa verdiğimiz zararı azaltabilmek için hep birlikte bu saçma sapan yasa için birlikte yürüyelim.

Okan Yaşarlar

www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Tarihsel Süreçte Kadın İstihdamı