Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar
Bu hafta ve takip eden birkaç hafta, kadın işgücünün çalışma hayatında sıkça karşılaştıkları
sorunları anlatacağım.
Öncelikle kimlik, bir başka ifadeyle ‘cinsiye dayalı sorunlar’ irdelemek, ardından çok popüler bir terim olarak ‘mobbing’ ve son olarak ‘cam tavan sendromu (glass ceiling)’ kavramları açıklamak istiyorum.
sorunları anlatacağım.
Öncelikle kimlik, bir başka ifadeyle ‘cinsiye dayalı sorunlar’ irdelemek, ardından çok popüler bir terim olarak ‘mobbing’ ve son olarak ‘cam tavan sendromu (glass ceiling)’ kavramları açıklamak istiyorum.
Geçtiğimiz 3 ay içerisinde rakamlarla destekleyerek anlattığım tüm tarihsel notlar ve iş hayatındaki istatistikler; kadınların, hayatın her alanında olduğu gibi, sadece kadın oldukları için iş hayatında da sorunlarla karşılaştıklarını doğrular.
Özellikle cinsiyete dayalı ayrımcılık konusu, iş hayatında, cinsiyetten kaynaklanan sorunların başında gelir. Bu ayrımcılık, daha önceki bölümlerde iletildiği gibi, kadının istihdam oranlarını ve de tüm iş gücü piyasasını etkiler. Ekonomik verimsizliğin ve işgücü piyasalarındaki katılığın temel kaynaklarından biri olan kadın işgören istihdamına dayalı bu ayrımcılık, iktisadi alan içerisinde çalışılması gereken bir sorundur. (Parlaktuna, 2010: 1218)
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun yaptığı araştırmalar, önceki yazılarımda da vurguladığım gibi, kadın işgücü istihdamının yoğun çalışma koşulları ve kolay işten çıkarılma gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu görülür. (Dündar, 2010: 289) Buna bağlı olarak yine birçok işletme kadınların yönetsel pozisyonlara gelmesini uygun görmez. Özellikle bu zihniyetin daha önceki yıllarda daha yaygın bir görüş olarak karşımıza çıkması söz konusudur. (Aytaç, 2001: 262)
Kadınların istihdam sorunları arasında önemli bir konu olan yönetsel pozisyonlara terfi etme sorununa verilen gerekçeler ise, genellikle kadının anne olması ve çocuk bakımından sorumlu olması, kadınların iş ve aile hayatı arasındaki sorumluluklarını dengeleme konusunda yaşadıkları psikolojik buhranlar ve başarılı kadınların kendi işlerini kurmaları, bir başka ifadeyle girişimcilikleri, olarak sıralanabilir. (Eryiğit, 2000: 23) Yine, kadının cinsiyete bağlı toplumsal rolleri, sosyal normlar ve buna bağlı olarak “çalışan kadın hafif meşreb” zihniyetine dayalı cinsel taciz olayları kadının iş hayatında kalmasını ve yükselmesini etkileyen faktörler arasında yer alır.
İş hayatında kadın ve erkek arasındaki rol farklılığı, kadının sosyal normlara dayalı olarak yaşadığı aile ve kültürel baskıyla, genellikle, kariyerinde standart bir performans azalmasına sebep olur. (Aytaç, 2005, 367) Bu sebeplerden dolayı özellikle anne olan iş kadınları, son yıllarda alternatif çalışma yöntemleri arayışı içindedir ancak bu arayış belli bir kurumda işgören kadının yaşadığı yönetsel pozisyonlara getirilme engellerini ortadan kaldırmış olmaz.
Aylardır yazdığım yazıların istatistiklerle sizlere açıkladığı nesnel sonuç, kadın işgücünün istihdamı sorunlarını tarihsel süreçte ele aldıktan sonra bu sorunları Türkiye ve Dünya ülkelerindeki karşılaştırmalarını yapmasıydı. İstatistikler ne kadar Türkiye’nin alehinde olsa da, uluslararası işletmelerde de kadınların kariyerlerinde sorun yaşadıkları bir gerçektir. Bu ve bu haftadan sonra ise, uluslararası boyutta kadının kariyer sorunlarına da kısaca değinmeyi arzu ediyorum.
Hep yazıyorum, bir daha yazıyorum; ‘kadın olmak her alanda ve şartta dünyanın her yerinde zor’dur. Küreselleşmeye bağlı olarak uluslararası işletme sayısının artması, farklı ülkelerdeki işletmelerin dünya pazarına açılması ve işgücü istihdamını farklı ülke çalışanlarından karşılama zorunluluğu insan kaynakları alanında da yeni yaklaşımlara sebebiyet verir.
Farklı kültürel yapıdaki bireylerin aynı organizasyonda çalışması demek bu kişilerin seçim, oryantasyon, ücretlendirme ve eğitim aşamalarındaki sorunları beraberinde getirir. Uluslaraarası örgütlerdeki, bu sorunlar cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bir takım önlemlerin alınmasını gerekli kılar. Sevgili Öğretmenim Doç. Dr. Lale Tüzüner, bu önlemleri; uluslararası görevlendirmelerin işletme içerisinde ilerleme basamağı olarak konumlandırılması, yabancı yöneticiye destek sağlanması ve yöneticinin eşine kariyer desteğinin sağlanması olarak aktarır. Buradan da anlaşılacağı gibi, uluslararası işletmelerde çalışma sorunları yine kadını ve kadının aile hayatını etkileyen bir faktördür. Uluslararası işletmelerde istihdam edilen kadın ya da erkeğin eşinin durumu ve bu duruma bağlı olarak yapılması uygun manevraların başında soyal hayata adaptasyonunu kolaylaştıracak kariyer önlemlerinin alınması, globalleşmeyle gelen bu farklı istihdam unsurunu destekleyen önemli bir faktördür. (Tüzüner, 2010: 655-656)
Gerek Türkçe gerekse İngilizce kaynaklardan edinilen bilgilere göre, kadınların iş ve işe bağlı sorunlar yaşadıkları sosyal hayatlarındaki değişik başlıklarda birçok sıkıntıdan söz edilebilir. Bu başlıklar içerisinde en çok bilineni ve dillerde pelesenk olmuş “Mobbing” sendromu, günümüz işgücü piyasasında yoğun olarak karşımıza çıkan bir sorundur. Zira, önümüzdeki haftalarda yazacağım ve kadını iş hayatından destekleyen organizasyonlardan biri olan Hayata Dokun Kadın Organizasyonu’na İnsan Kaynakları Danışma Kululu’na gönderilen sorular azımsanamayacak yoğunluktadır.
Son tahlilde; bir sonraki hafta, mobbing kavramı açıklanacak ve aslında aktüel iş hayatında yaşadıklarınızın birer mobbing vaka’sı olabileceği yazılacaktır.
Farkında olmanız ve takipte kalmanız dilekleriyle.
Sevgiler.
Evrim Gözener
Kaynakça:
Aytaç, Mustafa: “Akademisyenlerin Çalışma Yaşamı ve Kariyer Sorunları”, Uludağ Üniversitesi
Araştırma Fonu İşletme Müdürlüğü Projesi, 2001.
Aytaç, Serpil: “Çalışma Yaşamında Kariyer: Yönetimi, Planlaması, Gelişimi ve Sorunları”, Bursa,
Ezgi Kitapevi, 2005.
Dündar, Gönen: “Kariyer Geliştirme”, Cavide Uyargil v.d., İnsan Kaynakları Yönetimi, 5. Baskı,
İstanbul, Beta Yayıncılık, 2010.
Eryiğit, Süleyman: “Kariyer Yönetimi”, Kamu-İş İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt.6,Sayı.1, 2000.
International Labour Organization (ILO): “Global Employment Trends For Woman”, 2010,
Geneva, Employment Strategy Papers, 2010.
Parlaktuna, İnci: “Türkiye’de Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılığın Analizi”, Ege Akademik Bakış,
Cilt 10, Sayı 4, Ekim 2010.
Tüzüner, Lale: “Uluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi”, Cavide Uyargil v.d., İnsan Kaynakları
Yönetimi, 5. Baskı, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2010.
Özellikle cinsiyete dayalı ayrımcılık konusu, iş hayatında, cinsiyetten kaynaklanan sorunların başında gelir. Bu ayrımcılık, daha önceki bölümlerde iletildiği gibi, kadının istihdam oranlarını ve de tüm iş gücü piyasasını etkiler. Ekonomik verimsizliğin ve işgücü piyasalarındaki katılığın temel kaynaklarından biri olan kadın işgören istihdamına dayalı bu ayrımcılık, iktisadi alan içerisinde çalışılması gereken bir sorundur. (Parlaktuna, 2010: 1218)
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun yaptığı araştırmalar, önceki yazılarımda da vurguladığım gibi, kadın işgücü istihdamının yoğun çalışma koşulları ve kolay işten çıkarılma gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu görülür. (Dündar, 2010: 289) Buna bağlı olarak yine birçok işletme kadınların yönetsel pozisyonlara gelmesini uygun görmez. Özellikle bu zihniyetin daha önceki yıllarda daha yaygın bir görüş olarak karşımıza çıkması söz konusudur. (Aytaç, 2001: 262)
Kadınların istihdam sorunları arasında önemli bir konu olan yönetsel pozisyonlara terfi etme sorununa verilen gerekçeler ise, genellikle kadının anne olması ve çocuk bakımından sorumlu olması, kadınların iş ve aile hayatı arasındaki sorumluluklarını dengeleme konusunda yaşadıkları psikolojik buhranlar ve başarılı kadınların kendi işlerini kurmaları, bir başka ifadeyle girişimcilikleri, olarak sıralanabilir. (Eryiğit, 2000: 23) Yine, kadının cinsiyete bağlı toplumsal rolleri, sosyal normlar ve buna bağlı olarak “çalışan kadın hafif meşreb” zihniyetine dayalı cinsel taciz olayları kadının iş hayatında kalmasını ve yükselmesini etkileyen faktörler arasında yer alır.
İş hayatında kadın ve erkek arasındaki rol farklılığı, kadının sosyal normlara dayalı olarak yaşadığı aile ve kültürel baskıyla, genellikle, kariyerinde standart bir performans azalmasına sebep olur. (Aytaç, 2005, 367) Bu sebeplerden dolayı özellikle anne olan iş kadınları, son yıllarda alternatif çalışma yöntemleri arayışı içindedir ancak bu arayış belli bir kurumda işgören kadının yaşadığı yönetsel pozisyonlara getirilme engellerini ortadan kaldırmış olmaz.
Aylardır yazdığım yazıların istatistiklerle sizlere açıkladığı nesnel sonuç, kadın işgücünün istihdamı sorunlarını tarihsel süreçte ele aldıktan sonra bu sorunları Türkiye ve Dünya ülkelerindeki karşılaştırmalarını yapmasıydı. İstatistikler ne kadar Türkiye’nin alehinde olsa da, uluslararası işletmelerde de kadınların kariyerlerinde sorun yaşadıkları bir gerçektir. Bu ve bu haftadan sonra ise, uluslararası boyutta kadının kariyer sorunlarına da kısaca değinmeyi arzu ediyorum.
Hep yazıyorum, bir daha yazıyorum; ‘kadın olmak her alanda ve şartta dünyanın her yerinde zor’dur. Küreselleşmeye bağlı olarak uluslararası işletme sayısının artması, farklı ülkelerdeki işletmelerin dünya pazarına açılması ve işgücü istihdamını farklı ülke çalışanlarından karşılama zorunluluğu insan kaynakları alanında da yeni yaklaşımlara sebebiyet verir.
Farklı kültürel yapıdaki bireylerin aynı organizasyonda çalışması demek bu kişilerin seçim, oryantasyon, ücretlendirme ve eğitim aşamalarındaki sorunları beraberinde getirir. Uluslaraarası örgütlerdeki, bu sorunlar cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bir takım önlemlerin alınmasını gerekli kılar. Sevgili Öğretmenim Doç. Dr. Lale Tüzüner, bu önlemleri; uluslararası görevlendirmelerin işletme içerisinde ilerleme basamağı olarak konumlandırılması, yabancı yöneticiye destek sağlanması ve yöneticinin eşine kariyer desteğinin sağlanması olarak aktarır. Buradan da anlaşılacağı gibi, uluslararası işletmelerde çalışma sorunları yine kadını ve kadının aile hayatını etkileyen bir faktördür. Uluslararası işletmelerde istihdam edilen kadın ya da erkeğin eşinin durumu ve bu duruma bağlı olarak yapılması uygun manevraların başında soyal hayata adaptasyonunu kolaylaştıracak kariyer önlemlerinin alınması, globalleşmeyle gelen bu farklı istihdam unsurunu destekleyen önemli bir faktördür. (Tüzüner, 2010: 655-656)
Gerek Türkçe gerekse İngilizce kaynaklardan edinilen bilgilere göre, kadınların iş ve işe bağlı sorunlar yaşadıkları sosyal hayatlarındaki değişik başlıklarda birçok sıkıntıdan söz edilebilir. Bu başlıklar içerisinde en çok bilineni ve dillerde pelesenk olmuş “Mobbing” sendromu, günümüz işgücü piyasasında yoğun olarak karşımıza çıkan bir sorundur. Zira, önümüzdeki haftalarda yazacağım ve kadını iş hayatından destekleyen organizasyonlardan biri olan Hayata Dokun Kadın Organizasyonu’na İnsan Kaynakları Danışma Kululu’na gönderilen sorular azımsanamayacak yoğunluktadır.
Son tahlilde; bir sonraki hafta, mobbing kavramı açıklanacak ve aslında aktüel iş hayatında yaşadıklarınızın birer mobbing vaka’sı olabileceği yazılacaktır.
Farkında olmanız ve takipte kalmanız dilekleriyle.
Sevgiler.
Evrim Gözener
Kaynakça:
Aytaç, Mustafa: “Akademisyenlerin Çalışma Yaşamı ve Kariyer Sorunları”, Uludağ Üniversitesi
Araştırma Fonu İşletme Müdürlüğü Projesi, 2001.
Aytaç, Serpil: “Çalışma Yaşamında Kariyer: Yönetimi, Planlaması, Gelişimi ve Sorunları”, Bursa,
Ezgi Kitapevi, 2005.
Dündar, Gönen: “Kariyer Geliştirme”, Cavide Uyargil v.d., İnsan Kaynakları Yönetimi, 5. Baskı,
İstanbul, Beta Yayıncılık, 2010.
Eryiğit, Süleyman: “Kariyer Yönetimi”, Kamu-İş İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt.6,Sayı.1, 2000.
International Labour Organization (ILO): “Global Employment Trends For Woman”, 2010,
Geneva, Employment Strategy Papers, 2010.
Parlaktuna, İnci: “Türkiye’de Cinsiyete Dayalı Mesleki Ayrımcılığın Analizi”, Ege Akademik Bakış,
Cilt 10, Sayı 4, Ekim 2010.
Tüzüner, Lale: “Uluslararası İnsan Kaynakları Yönetimi”, Cavide Uyargil v.d., İnsan Kaynakları
Yönetimi, 5. Baskı, İstanbul, Beta Yayıncılık, 2010.
www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.
Comments