OLAĞANÜSTÜ ERKEK KONGRESİ KARARLARI



Erkek olan her insan gibi, benim de içerisinde bulunduğum ve her yıl yaklaşık M.Ö 557 yılında başlayan etkinlik notlarında konuşulan konuları (elbette erkeklerle) paylaşmak istedim. Lütfen kadınlar okumasın çünkü hepsi çok gizlidir.



Kongre olarak bir araya gelen erkekler çok gizli bir yerde bir kongre salonunda toplandı. Hemen hemen her dönem aynı olan problem üzerine konuşup, duruşmanın sonunda davul ve zurna eşliğinde çalan müzik ile yağlı güreş yaptık. Bendeniz, uzun saçımın dezavantajı nedeniyle çok dayak yedim diyebilirim. Bu nedenle bana “en az erkek” ödülü uygun görüldü. Magazin ve dedikodu kısmını bırakarak alınan kararları sizlere aktarayım.


1- Kadınlar çok acayip bir şey, yani Rahim.

Efendim, bizler toplum içerisinde kadınları herhangi bir “şey” den daha üstün görmek zorunda olduğumuzun kararını aldık. Birçok yazılı dinlerin içerisinde bağışlayıcı ve affeden aynı zamanda hayat veren olarak Rahim adını verdik. Ismi nereye verdik elbette kadın cinsel organına. Aynı zamanda ise, kendi cinsel organımız üzerine konuşmayı yasak kılıp her türlü küfür içeren sözlerin içerisinde bol miktarda kullanmayı tercih ettik. Çünkü kadınlar, bebek getirebiliyorlar dünyaya hayat veriyorlar, onlar o kadar kusursuz ve muhteşem ki o kadar kırılganlar ki.

2- Kadınlar, hamilelik dönemlerinde bakıma muhtaçlar.

Efendim, şimdi erkekler olarak bizler yıllarca yaklaşık (4000-5000) civarında olan fazla hücreli ve çok kaslı olduğumuz için sokakta avlanmak olsun, kravatla avlanmak olsun kavga etmek ve insanları öldürmek konusunda çok tecrübeliyiz. Bu nedenledir ki, kadınlar geride. Savunulması lazım, mümkünse bir kadın asla çalışıp kendini yormasın onun yükü kendine yeter bu nedenle biz kravatla avlanıp onları koruyabiliriz.

3- Kadınlar, çok güzel görünmek zorundadır.

Efendim, kongrede hep tartıştığımız “Bu yıl kadınlar nasıl görünmeli?” konusunda hep fikir ayrılıkları yaşasak da makyaj yapmayan ağdasını geciktirmiş kadına biz insan muamelesi yapmamaya karar verdik. Ne biçim şey, zaten kıl var bizde bir de onlarda mı olsun yani. Hormonlar varmış zaten doğal olarak bizde erkeklik hormonu çok fazla, kıl bizde iyi. Hatta kongreye kılsız erkek almıyoruz onlara başka isimler ile hitap ediyoruz. O kadar ayıp ki yazamayacağım. Ama bir kadının nasıl giyinmesi üzerine uzun dönem tartışmalarımız var. Post-modern çağlarda bile mümkün değil bu kural değiştirilemez.


4- Kadın, ne derse o.

Efendim, şimdi her kadın bir ana. O nedenle onlara el kaldıramayız. Kongrede her zaman andımızı okurken sonu şöyle biter, “Kadına el kalkmaz.” Anaya babaya da karşı gelinmez.


5- Kadın, haddini bilsin. (iffetli olsun)

Efendim, şimdi biz bu güzel savunmasız analar için hayatlarımızı avlanmakla geçiriyoruz haliyle, kadın da haddini bilsin. Mesela, kimle konuşuyorsa bana her gün rapor etsin, nereye giderse yalnızsa gitmesin evinde yalnız kalsın. Öyle akşam vakitleri hep tehlikeli saatler sizde bilirsiniz, akşamları kendini koruyamaz ki, biz koruruz onu da. O nedenle, çok dışarılarda şehir ormanında fazla bulunmasın. Hem başkaları neler der ona, ne gözle bakarlar. Bu nedenle bu kararı yerinde ve uygun bulduk.


6- Kadın ayağa bassın,

Efendim, şimdi malum evleniyoruz biz devletin huzurunda. Analar-babalar çok seviyorlar eğleniyoruz portakal suyu içiyoruz halaylar türküler, güzel topraklarda ne güzel ritüeller… Biz bunu konuşurken hep kendi aramızda kongrede herkes söz hakkı istiyor ve başlıyor kendi evlilik kasedinden görüntülerden bahsetmeye. Ne güzel günler ağlayanlar oluyor onlara kızıyoruz tabii. Ama duygusallaşıyoruz. Bu nedenle bu kararı uygun gördük, şimdi kadınlar çok ne derde o dedik. Bunu belli edebilmeleri için ayaklarımıza sıkıca basmaları gerekiyor. Haklarıdır biz onlara bu hakkı verdik. Kullansınlar.


7- Kadın değil, bayan.

Efendim şimdi, kadının biri cüzdanını düşürür yolda falan birşey olur bağırmak gerek; kadınlar, korunması gerekli oldukları için bu kararı da aldık. Özetlemek gerekirse, biz tanımadığımız kadınlara “bayan” demeyi uygun gördük. “Pardon bayan!”, denilince onlar hem hadlerini biliyormuş gibi görünüyor, hemen korunması gerektiğini anlıyorlar. “Pardon kadın!” diye seslenince, sanki uygunsuz bir tablo çıkıyor ortaya gibi geldi bize. Kongrede hemen hemen herkes aynı görüşte ve Osman ağabey Ertuğrul ağabey de onayladı. Biz de kabul ettik. Bizim Türkçemiz çok zengin. Bizim dilimizde kadın erkek hep aynı ismi alır. “O” deriz yaradanın adı gibi maşallah. Ama hatırlatmak gerek bayana, bayan denmesi gerekir.

8- Kadına tecavüz yasaktır.

Efendim, herkes bizi iğrenç bir topluluk sanıyor ama, ergenliğini yaşayamamış erkekler bazen saçma sapan tepkiler veriyorlar. Biz de anlamıyoruz, Freud diye biri varmış onu Rıza ağabey okumaya çalıştı kongrede, taşlayanlar oldu. Hani o kadar da iğrenç değiliz, anneymiş Rahimden konuşmak öyle kolay değil! Şiştt, hop! Tutun şunu, kaçmasın!

Efendim konuşmayız böyle bir şeyi, Allah korusun herkesi. Kongreler yapıyoruz ama sapıkları da tespit edemiyoruz ki, zaten öyle bir kötü dönemdeki dünya, oturup bir kızın saçını sevemiyoruz bile. Ben yeğenlerimle oynayamıyorum ayıp karşılanıyor, nasıl tecavüzler olabilir? Yok öyle bir şey!


9- Kadının, doğru erkeğinin yapması gerekenler.

Kongrenin sonunda hep birbirimize hatırlattığımız bir liste vardır. Bunların dışında kabul edemiyoruz erkeliğin yüz karası iğrenç hallerini. Yazık.. Kurallar ise şöyle:

1- Her erkek savaşmak zorundadır.

2- Her erkek çalışmak ve korumak zorundadır.

3- Her erkek futbol bilmek zorundadır.

4- Her erkek sevmek zorundadır, seviyorsa zaten sevilmek de zorundadır.

5- Her erkek kongresine gitmek ve kuralları her zaman uygulamak zorundadır.

6- Her erkek sigaraya 13 yaşında başlamak zorundadır.

7- Her erkek küfür etmelidir

8- Her erkek ne kadar erkek olduğunu göstermek ve kongrede yer alabilmek için kavga etmek zorundadır, bu koşullarda şu kuralları takip etmelidir:

Bana ne öyle bakıyorsun?
Tipini beğenmedim.
Her zaman şikayetçi olduğu durum için kavga edilebilir.

9- Her erkek öldürmek zorundadır.

10- Erkekler ağlamaz.


Her yıl olduğu gibi kongremizde, kadınlar için en iyisini istiyoruz. Onları çok seviyoruz.


Böyle  bir kongre gerçekleşmediği sürece hiç kimsenin bana, size, bizlere, kendi kültürünün bir parçası olduğu idda etsede a-y-r-ı-m-c-ı-l-ı-k yapmaya hakkı yoktur. Bireyler kendini kendi kendilerine mi toplumdan dışlarlar, yoksa sadece görünmez kurallar ile dolu görünmez kongreler nedeniyle bir sistemin bir parçası olmak istemediği için seçimlerinin sonuçları dışarıya böyle mi yansıyor?

Var olmayan kurallar varmış gibi yaşamak zorunda mısınız?

Okan Yaşarlar

www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider