Hayır





Kültürel tarihimizden de süre gelen "hayır" demeyi sevmeyen günlük insanları üzmemek için gösterdiğimiz hoşgörü dünyası; göz önünde olmasa da çok büyük bir fikre büyük zararlar veriyor. Kendinize.

Bireylerin kendilerini, karekterlerini zevklerini yada en basiti isteklerini bilinçli/bilinçsiz olarak fark etmedikleri bir dünya içerisinde "hayır" demek kolay mı? Evet!


Trafik oluşturan her hareketli hareketsiz nesneler dünyasında hiç kimse kendi vaktinden ödün vermek istemiyor. Yol boşsa trafik işaretleri geçersiz, fakat ölme riski varsa o zaman düzenleyici bir ibareye dönüşüyorsa bunun kararını almış olan toplum, kuralları esnetmeye ve kendi "hayır" deme mekanizmasına sahip olduğunu daha açık şekliyle yansıtmıyor mu? Bu kadar kural tanımazcılık, ulaşacağı yol üzerinde kendisine engel olan herşey ile kavga etme hali; en basiti önünde duran insanlara yürümedikleri için kızanlar...

Trafik aslında karşımızdakiler değil, trafik bizleriz. Engellerde, çukurlarda, otoparklarda. Fakat bir şekilde yolunuza ulaştıktan sonra büyük bir eziklikle "hayır" demesi ni unutmuş, koştura koştura herşeyi hiçe sayan yapı yok olmuş buluyoruz kendimizi. Çünkü evdeyiz artık, dostlarlayız belkide tüm hayatı çekilir kılan bizi mutlu ve iyi hissettiren şeylere kavuşmak için bu kadar çile çektikten sonra onlara "hayır" demek yakışı kalır mı? Evet! Kalır.


Kişilerin kendilerini tanıması için harcadıkları süre çok izafi olmakla beraber, yakın çevresinden duyduğu kendisi hakkındaki yorumlar her ne kadar ciddiye alınmasa da gösterdiği değişiklik bakımından takip edilmeye analiz edilmeye değerdir. Siz sevgiliniz için prenses/şövalye düşmanınız için iğrenç ve adi, anneniz babanız için tembel/çalışkan olabilirsiniz. Çalışmayan birine tembel denmesi, sizinle yakından ilgilenen kişilerin sizin daha çok hoşunuza gideceği lakırdılar etmeleri çok doğal değil mi? Hayır değil.

Çünkü hiçbirşey sizi sizden daha iyi tanıyamaz. Bu nedenle herkes çok yanlız kaldığını bildiği ve bundan bilinçli/bilinçsiz olarak çok korktuğu için olsa gerek, can simidi olarak tutunuyorsunuz sosyal hayatınıza. Bu bizim genetik kodlarımız da yazılı olan bir genetik miras. Insan sosyal davranışları olan bir memeli türüdür. Evet ama diğer hiç bir memeli türü kadar da doğaya ve insan olma doğasına bu kadar zarar veren başka bir tür yok herhalde. Hayır! Var. Sadece bilimsel olarak çözememiş olabiliriz, refere alabileceğim çok derin bilgiler olmadığı nedeniyle bu kısmı biraz yüzeysel geçeceğim.

Hayır! kısmı sosyal hayatımızda karşımıza fazlasıyla otoriter tutumun reddedilememesi için karşımıza ‘‘ısrar’’ ve iyi niyetten dolayı ‘‘sen bilmezsin ama açsın aslında, sen bilmezsin ama bu benim hakkım aslında’’ şekliyle en gücel haliyle etrafımızda var. Sizin hayır diyebilmenizin geçerli olabilmesi için, size bir birey bir farklı kişi gözüyle bakmaları gerekir sosyal çevrenizin. Ne kadar da yanlız kalırsanız da kalın, etrafınız ne kadar geniş olursa da olsun, hayır diyemediğiniz her an size ögretilmiş ve toplumda gördüğünüz ezberlikler dünyası içerisinde boğulmaya mahkumsunuz. Bu sosyal düzen icerisinde hiç bir şeyi kabul etmek kabul etmek zorunda değilsiniz, dünyanın başka ülkeleride var. Hayır demesini bildiğiniz ve gerçekten hayır dediğiniz süre içerisinde istenmeden bebek sahibi olan çiftler olmaya devam ederse ben buralardan gideceğim. Evine gitmek için dünyayı hiçe sayan ve yakın çevresini kendi dünyası gibi gören ve kimseye hayır diyemeyen, biri olarak işiniz çok zor.

Hayır, diyerek ve istenemdiğiniz herşeyi sürekli ifade edip kabul etmediğiniz her tür fikirsel düşüncede toplu bilinçli/bilinçsiz kafanıza kodlanan gerçekliklerde (gerçek bu değildir) basit bir kelime ile nelerin değişeceğini hayal edebiliyor musunuz? Ve ancak böyle toplu bir redd etme rituelinden sonra siz hayır deseniz de demesenizde manevi/fiziksel olarak hiç kimsenin sizin hayır demenizi ezip geçemeceği, denemek istediğiniz herhangi bir aktiviteyi sevmeyip yarıda kesebileceğiniz ve hiç kimsenin (aileniz ve çerenizin) size yapacağı her tür sıfat ya da yorumdan uzak durduğunuz her an kendiniz olarak yaşayacak, tüm hatalarınız ve tüm istekleriniz sadece size ait olacaktır. Hayır! diyerek özgürleşmeye bir adım daha yaklaşacaksınız. Bazı durumlar da hayır diyeceğiniz bir koşulda bunu diyemiyorsanız bulunduğunuz konumu iyi değerlendirip sebeplerini araştırdığınız da bile bu geçerlidir. Tutarsızlık en büyük problemin alt zeminini oluşturur, hayır diyemediğiniz herşey için..

şöyle yapalım mı,

-hayır!

buraya gidelim mi benim için ama…

-hayır!

vücuduna, kendi vücut sıvılarımı karıştırabilir miyim, olabilir miyim?

-hayır!/evet!/bilmiyorum (ama istemiyorum) HAYİR!

okulu kıralım mı?

-hayır!

kokain ister misin?

hmm hayır!
.
.
.
.

(örnekler sonsuza kadar devam etse de)

Bunları yapmazsanız yalnız kalacak ve kendiniz olmayacak mısınız? Evet!

Peki, kendiniz olamadığınız yerde işiniz nedir?

Okan Yaşarlar

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider