KADIN GİRİŞİMCİ OLMAK NE DEMEK?


Yeni iş olanakları sağlaması ve ekonomiye can vermesinden dolayıdır ki bir ülkede ne kadar çok girişimci varsa o ülke aynı oranda gelişmişlikle eşdeğer görülüyor. Son dönemde sıkça bahsedilen ve devletin son sürat desteklediği girişimci ve girişimcilik üzerine konuşulacak, paylaşılacak çok şey var aslında. Bence en önemlisi 2011 yılında temelleri atılan, esasen 2012 yılı içerisinde gerçekleştirilen  Girişimcilik Konseyi’ nin oluşturulmasıdır. Girişimcilik Konseyi’ ne konu ile ilgili tüm STK' lar, birlik ve dernekler ve ilgili devlet kuruluşları üye. Geliştirilecek olan stratejiler açısından, herkesin bir ortamda toplanması çok önemli. Devlet, konu ile ilgili 2 kollu bir strateji belirliyor. Birinci kol gerekli yasa ve kanunlar çıkartarak girişimcinin önündeki engelleri kaldırıyor, ikincisi kol ise toplum içerisinde yenilikçi  fikir sahibi olan kişileri cesaretlendirip gerekli eğitimleri vererek iş kurması destekleniyor.


İşleyen süreçte özellikle kadın girişimcinin sayısını arttırmak; kadın girişimcinin eğitimden üretime, sermaye ve finansa ulaşmada yaşadığı problemleri çözebilmek için çeşitli protokoller imzalanıyor. Kadının girişimci olması için öncelikle fark yaratan bir fikrinin ve ufak da olsa bir sermayesinin olması şart. “Girişimci hazır, iş gücü var, fikir var fakat sermayem ve işletme bilgim yok.” diyorsanız o zamanda girişimcilik eğitimleri ve akabinde verilen hibe krediler imdadınıza yetişiyor. KOSGEB veya üniversiteler tarafından düzenlenen eğitimlerde işletme ile ilgili bilgiler veriliyor ve eğitimler sonunda 30.000TL geri ödemesiz destek sağlanıyor.
“Ufak da olsa bir işim var, fakat geliştirebilmek için yol yöntem nedir; bu kadar rekabet ortamında daha ileri nasıl gidebilirim ve işimi nasıl geliştirebilirim?” derseniz, size Özyeğin Üniversitesi kapsamında verilen 10.000 kadın girişimci sertifika programını öneririm. Eğitim sonrası mentörlük ve koçluk desteğiyle mezun olan girişimcileri yalnız bırakmıyorlar. Üstelik 4. dönem kayıtları başladı.

Şimdi asıl meseleye gelelim. Evli veya bekar bir kadınsınız, tüm süreçleri aştınız işinizi kurdunuz, her şey yolunda iş tutundu. Süper bir kadın girişimcisiniz. Hem devlet hem de mentorlar her an sizin yanınızda. Her şey tamam mı? Hayır, değil. Maalesef değil.

Kadının en önemli faktörü eşi, çocukları ve ailesi, kendisine destek olmadığı sürece kadın, bu performansı uzun süre yürütemiyor. Kadın ve anne olması onun her zaman ayrıca ağır görevler yüklenmesine sebep oluyor. Canlı birçok örneğini gördüm. Başarılı tüm kadınların arkalarında onu desteleyen ailesi var. Ya da iş odaklı eşsiz ve çocuksuz bir yaşam tercih ediyor. Belki erkek için de aile faktörü önemli, fakat evde onu bekleyen işler olmuyor. Toplumumuzda ev her zaman kadının yükü.  Bu yüzden toplumumuzun da eğitimi şart. Yine erkek çocuklarını yetiştiren biz annelere çok iş düşüyor. Onlara şimdiden bir anneye ve eşe bağlı kalmadan yaşama, kadına her türlü saygı duymayı öğretmeye ve okullara, eğitim kurumlarına, özellikle Müslüman toplumlarında kadının, daha eşit haklara sahip olması konusunda çalışmaların sürdürülmesine çok ama çok ihtiyaç var.


İlknur Cantürk
www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider