BİTTİ


Hak yoktur, ayrıcalık vardır.




Bu nedenle bundan sonra tek bir kelime daha, kadın hakları üzerine yazmayacağım. Çünkü görüyoruz ki hak denen bir kavramın dünyada asla anlaşılmamış olan bir kavram olması, kendi hayatını ve beklentilerini bilmeyen insanların suçu hep başkalarına atmaları, kadın hakları kadar erkek hakları da olmadığından dolayı, sanki ezilen bir grup için çığırtmak zorundaymışsınız gibi olması hiç birşeyi değiştirmiyor. Özellikle Türkiye denen toprak üzerinde, hiçbirşansı yok kadının/erkeğin. Romantik mutlu ayrıcalıklı duruş ile dünya değişmiyor. Kavramları masa üzerine yatıralım.


1- Romantizm :

Görüyorum ki şiirler şarkılar türküler hep bir noktaya kadar derin benzerlikler gösteriyor. ‘’Ah kadınım sana neler yaptılar, nasıl kıyarlar sana canım benim! ‘’ ya da ‘‘Anam anam, garib anam!’’: Fakir edebiyatı ile bir konuya dikkat çekmenin hiçbir işe yaramadığını gördük. Görmelisiniz ki bu yaklaşım ağacı da taşı da farklı bir yaklaşım ile görmeniz için, belki de ilerici bir şüpheci düşünce ile bakmak gerekirse, aşık olmak zorundasınız gibi bir dayatma bile olabilir. Gözlemlediğim kadarıyla, HAK iddia eden herhangi konuda herhangi insanın, örgütlenmiş olsun bireysel olsun mücadelelerin altında hep bir mağdur olma durumu mevcut. Romantizm? Ben insanların %100 dünya üzerinde yaşamaktan ve hayatı sevdiği için bir başkası için koşuşturduğuna inanmıyorum. İstisnalar mutlaka olsa bile... Bu romantik edebiyatıyla, erkeği döver ama erkeği sever kısmı da sonsuza kadar devam eder, gerçekten bu durumdan hoşlanan kadınlar da kaşlı gözlü döşü kıllı insanlardan daha çok haz ederler. - Bu durum yanlış mıdır?


2- Mutluluk :

Mutluluk hayatta bize gerçekten dayatılan en hastalıklı ve içimize işlemiş bir yarışma halinden farklı değildir. Ne istediğini bilmeyen birinin erişemeyeceği mutluluk için, suçlayabileceği, geçirdiği travmaların farkına varırsa ki bu nokta çok bencilce ve adice, ‘’Ama sen (kadın/kız/ana/başka sıfatlar) başına bunları yaşamadığın için bilemezsin, insanların bana nasıl davrandığından haberin yok!’’  şeklinde bireyin kendisini sonradan koruması ile de değirmen dönmüyor. Bu durumu herkes birbirine yapıyor istisnasız. Sadece bir taraf için örgütlenmek neden? En azından dünya böyle değişmedi. Zamanında dışarı çıkarken orospu olmamak için cam kenarlarında büyüyen anneler, kızlarını böyle yetiştirmedi. Bu kadar basit. Etrafinıza bakarsanız, herkesin giderek daha rahat davrandığı ve inancım giderek de kültürlerin dogmaların esnetilerek iyice kırılma haline geldiğinde eğitim ve anlayışlı çocuklar yetiştiği sürece, onlar bizim yapamadığımız ve yapamayacağımız şeyleri belki de üç günde yapacak ve çoğu şeyi düzeltecekler.


3 Hak:

Hak diye bir şey olmadığını, ve dünya üzerine var olmayan doğal herhangi bir şey için sonradan geliştirdiğimiz, icat ettiğimiz ve bu yeni orman içerisinde hayatta kalmak için birilerinin örgütlenerek talepte bulunmaları çok büyük değişimler getirmedi. Değişmenin gerekli olacağını benzer dönemlerde düşünen ve öngören insanlar, gerek sanat gerek farklı türlerde birbirleriyle paylaşarak organize olup örgütlendiklerinde ise dünyada dönemler değişti. Bu fikirlere baktığınızda problemin insanlık ile ilgili olduğu çok açık ve net görülür.  Haliyle kadın hakları için uğraşan insanların keşke çoğu problemi bir insanlık meselesi gibi ele alsaydı, inanıyorum her yere her deliğin altında, her köşeye, her köye ulaşabilirdik. Bunu denemiş çok değerli bir kadın oldu ve ardında harika bir vakıf bıraktı..


‘’Bu benim yasal hakkım!’’ dediğiniz çoğu şeyin sadece parası olan insanlar tarafından kurulan ve sadece birbirleri arasında  işleyen bir tiyatro olduğunu görmek çok mu zor? Dünyada toprak kavgası bitmişken artık sizin bir insanı öldürmeniz bir insalık suçu olmuyor. Neden?
Çünkü onlara kahraman deniyor. Tek derdi bir göz odasında çöp, derme çatma çatı altında yaşamaya çalışan insanların hakları tam olarak nerede? Sizi kim, sizden başka koruyor ya da merak ediyor?

Bu nedenle hakların olmadığını, sadece ayrıcalıkların olduğunu, belirli bir kesim için belirli bir hayat sürüldüğünü ileri sürmüştüm. Modernleşmek hepimizin tek derdi ise Avrupa’ ya bakalım.


‘‘Avrupa’’ tezahüründe insanlar üremiyorlar. Sevişmek bile istemiyorlar. Çoğu bilimsel gelişme, çift olmadan insanların üreyebilmesi üzerine, etik olmayan yollar ile geliştiriliyor. Bunlar güzel gelişmeler, bend e bir kadın ile birlikte olmadan kendi genimi sürpriz yumurta içerisinde büyütmek çok isterdim.

Özür dileyerekten söylüyorum, kadınlar da insandır. O halde ben artık bundan sonra insan hakları ve bu geniş çerçeve içerisinde analizler yapmadığım süre içerisinde kadın haklarını bir ötekileştirmeden farklı bulmayacağım.


Dünyada, problemler çok başka yerlerde kütüphanenizde bir kitap içerisinden yayılan fikirlerde, çocukluk korkularınız da insanların birbirine güvenmemesinden kaynaklanıyorken. Bir tarafı asla taraf olarak görmediğim gibi üzerinde vakit bile harcamayacağım. Bu vakit kaybı ile boğuşuyorken kaçan milyonlarca gelişmeyi yakalamak

müm
kün

mü?

Evet protein tozları var, herkes istemediği kadar vücudunu geliştirebilir ve birbirine kuvvetlice vurabilir. Bakın aranılan eşitlik budur! Haline geldiğini gördüğüm gün fikirlerimde çok değişti. Halen kadının da penisi olsun fikrinden biraz uzaklaşamadık. Problem çünkü penis fikrinde. Bunu güç olarak kabul edip karşı tarafta örgütlenme fikrinde ve yeni bir iktidar yaratmakta. 2013 yılındayız ve etrafınıza bakın ne kadar uzun yıllarca insanlık ne kadar minik bir adım atabildi. Hepimizin iphone’u var ve halen birbirini döven insanların videolarını çekiyoruz!


Acaba bizler tekrar, yarattığımız bir gelişmenin içerisinde yeniden mi boğulup duruyorduk?

Göreceğiz.

Göreceksiniz.

Görecekler.

Okan Yaşarlar
www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider