Kurgu


Uzun süreçler içerisinde hep bakılan ve irdelenen tonlarca ifade, tonlarca fikir, tonlarca durum ve gelişme var. Fakat hepsinin içerisinde tek ortak noktayı hep kaçırdığımızı fark ediyorum. Yardım etmek istemek, ya da tanımadığımız insanların hayat koşullarını kendimizce daha yaşanabilir kılmaya çalışmak. Kime ve neye göre?

İnsanlara yardım etmek isteyen ve bu mecra içerisinde çok değerli projeler, dernekler, örgütlenmeler için koşuşturan insanların hayatlarına baktığınızda çektikleri sıkıntılar, ailevi problemler genelde yüksek oranla gözüküyor. Mutlaka kendi yaşadığı travmatik süreçleri kimse bir daha yaşamasın gibi bir fikir için kimse hayatını heba etmek istemeyebilir, belki de ilk etapta sadece böyle. Duyarlı olmak için, birazcık canımızın acıdıktan sonra etrafımızı düşünmeye başladığımız bir dünya yaratmışsak eğer. Herşey için çok geç kalınmıştır maalesef.

Daha kişilik bunalımlarından çıkamadan harekete geçmeyen bir insanlık mı? Bu en büyük şakadır.

Bir diğer elden konuya bakalım, çok zor süreçler geçirmiş aile hayatlarını geride bırakmış ve çoçukluktan beri çok çocuk olamamış insanlar büyüdüklerinde neler yapıyorlar?

Daha ufak yaşlardan itibaren düşünmeye başlayanı da var, sirozdan öleni de. Çünkü tam anlamıyla sizi siz yapan bir şeyler asla mümkün değildir. Bizler tamamen seçmediğimiz hayatlar içerisinden kendimizce, egomuza göre narsizimimizi coşturan seçenekler peşinde koşmaya devam edeceğiz. Eğer bu seçmediğimiz hayatlar içerisinde yeni bir düzen yaratmak herhangi bir bireyin, ben düşünmediğini hiç sanmıyorum. Bu noktada her şeyin kendimizce bir kurgu olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

O halde, kendi kurguladığımız hayatlara soktuğumuz baş-rol oyuncuları yardımcı kadın oyuncular (gerçekten hâlâ kadın oyuncu ve erkek oyuncu diye insanların nasıl ayırabiliyorlar?) nelere göre hayatlarınızda var oluyorlar?

Sizlerin karşınızdaki insanlara giydirmek istediğiniz elbiseler ile. Bu noktadan sonra herkesin kendi sıfatları, kendi şiirleri. şarkıları tiyatroları olacaktır elbette. Kayıp edilen nokta, siz karşınızdaki insanı asla tanıyamadan öylece kendi egonuz ve kurgunuz içerisinde, bireyin gerçek varlığını parçaladınız.

Kurgular…

Bazen adları kadın, bazen erkek, bazen de nahoş olan bir çok lakırdı…

Fakat en geniş perspektiften bakacak olursanız, kendi yargılarını kendi kurallarını ve kendi egosundan gram vazgeçmeyen milyonlarca mahkeme salonunu her insanın içinde göreceksiniz.

Bu saatten sonra, bundan büyük insanlık suçu kalır mı?

Okan Yaşarlar

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider