Sıkı Giyin Ayça Varlıer


Geçtiğimiz haftanın sonlarında oyuncu Ayça Varlıer’in bir Twitter notuyla öğrendiğimiz bir haber var. Ayça Varlıer, davet edildiği TRT-Okul’daki program öncesi, kılık kıyafet konusunda uyarıldığından bahsediyordu. Kolsuz ve az da olsa dekolteli herhangi bir şey giyilemeyeceği gibi, takdir edersiniz ki mini etek hayal bile edilemezdi. 

Söz konusu kısıtlama, geçtiğimiz günlerdeki ‘iffetli kadın’ tanımına uygun kadın arayışını hatırlattı. Ayrıca bu kıyafet müdahalesi, Kimilerinin şeriat devleti korkusunda bir parça da olsa haklı olduklarını gösteriyor. Bu “mini etekli kadını görünce tahrik olacak erkekleri koruma” eyleminin, elbette ki İslami referansları söz konusu…

Oyuncu olmuş, belli bir üne kavuşmuş kadınlar, televizyonlara çıkarken ‘dikkat etmek’ zorundaymış, demek ki. Eve hapsettikleri kadınların dışarıdaki hayata dâhil olmasını engellerken, dışarıdaki hayata da kısıtlamalar getirerek bir ince ayar yapılıyormuş gibi. Ya da kalın ayar mı diyelim? Bilemedim.

Geçtiğimiz Cumartesi günü, Radikal Blog yazarlarından Dila Karam’ın “Her Şeyimiz Döşemelik” başlıklı yazısında değindiği bir konu var. THY’nin hosteslerinin yeni kıyafetleri olarak Dilek Hanif’in tasarladığı perdeye benzeyen kaftanlardan bahsetmişti yazar. Bu ülkede birileri kafasındaki kadın görüntüsünün mimarlığına soyunurken, mümkün mertebe giydirmeyi tercih ediyor. Şimdi sorsalar ve deseler ki “çıplaklığı mı savunuyorsun?” derim ki “siz esir almak için giydiriyorsunuz, özgür olacaksak soyunalım tabi…” diyecek haldeyim. Ayıplamayınız. Öyle uygulamaya böyle karşılık…

Bir kadını giydiği kıyafete göre derecelendiren ve bu dereceye göre kadına yönelik işlenen suçların şiddetini ayarlayan bir sistemdeyiz. Bunun çok ciddi sorunlara gebe olduğunu bilmek gerekiyor. Böylesi bir bakış açısı, mesela mini eteğin tahrik ediciliği sonucu ‘elinden kaza çıkacak erkeği’ önceden ‘masum’ ilan etmekte… Televizyonda mini etekli kadın görünce kendinden geçen genç nesiller yaratmakta. Buna engel olmak için baskı kurmayı tercih ediyorlar, ama aslında daha da çekici hale getirdiklerinin farkında değiller. Hatta bu çekicilik, baskı sonucu oluşunca tehlikeli bir hal alıyor.

Ve son olarak televizyonlardan da kadının giyim özgürlüğünü çıkaracaklar, istediği gibi giyinen kadını git gide toplum hayatının dışına itip, oluşturulan kalıbın dışındaki bu kadına ‘perdesiz ev’ etiketi yapıştıracaklar. Sonra da “gel, ‘normal’ bir hayat için, gel” diyerek tüm kadınları, nihayet tek tip yaşam tarzı içine sokacaklar. Çok mu karanlık bir senaryo oldu? Eğer öyle düşünülüyorsa, buna katılıyorum. Evet, karanlık… Ancak biraz rahatsız etmekte fayda gördüm.

Bu ülke muhafazakârlaşma sürecinde hızlı adımlar atmaktayken, bu durumdan en çok etkilenecek olan tarafın kadın olacağını biliyoruz. E bugüne kadar tecavüze uğrayan kadının dekolte giyiniyor olması onu haksız yapmışsa, zaten bu süreç çok önce başladı.
Ayça Varlıer’e kıyafet konusunda uyarıda bulunan kanalın yöneticileri, bunu yaparken bir kadının onuruna büyük bir hakaret ediyor. Kadına var olmasının tek özelliğinin fiziği olduğunu söylemenin bir yolu bu. Mini etekli bir kadın gördüğünde, onunla yatmayı düşünmeyecek, kadını bir seks aracı olarak görmeyecek bir nesil yaratmak zor olduğundan olsa gerek, bunun için kadına ‘edepli olma görevi’ yüklüyorlar. Bu konuda söylenebilecek en hafif yorum da bu oldu sanırım.

Televizyonda bir dizi var. Huzur Sokağı… Bir kadının kapanma hikâyesi olan dizi izlenme rekorları kırıyor. Ve gerçek hayattaki bu olaylar da eğer kadınları kapatma eylemiyse, bunlar diziden daha çok izlenecektir. Ve ne yazık ki sadece izlenecektir.

Evet, sevgili Ayça Varlıer… Televizyona çıkarken giyiminize kuşamınıza dikkat etmeniz gerektiğini öğrenmiş oldunuz böylece. Tahrik olmayalım, diye devletimiz düşünmüş! Kendi kanalında böyle bir şeye müsaade etmeyerek bir ‘sosyal devlet örneği’ sergilemiş. Bundan sonra siz de her şeyi devletten beklemeyin, gerekli giyim kuşam alışverişinizi bir an önce tamamlayın. Etekler uzun, bluzlar mümkünse boğazlı olsun!

Doğan Özcan
Editör

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider