Anlamayanlar İçin Çıkan Kısmın Özeti

Anlayamayanlar için çıkan kısmın özeti...


Düşünme özgürlüğümüz yok. Konuşma özgürlüğümüz yok. Yaşam hakkını savunma
özgürlüğümüz yok. Yaşam biçimi özgürlüğümüz yok.


Afyon ve Mersin-Anamur'dan sonra Kütahya'da da alkol yasaklanıyor. İktidar muhalifi
televizyon programları bir bir yayından kaldırılırken, yine muhalif sanatçılara ambargolar
uygulanıyor. Otel, restoran ve tiyatro salonlarına mescitler yapılmasını zorunlu kılan yasa çıkarılıyor. Parasız eğitim için pankart açan öğrencilere 8 yıl 5 ay hapis cezası veriliyor.


Anadilde savunma hakkı isteyen 18 yaşındaki Kevser Akçelik, savunma hakkından vazgeçmiş
sayılarak 6 yıl hapse mahkûm ediliyor. Doğuştan sağır ve dilsiz olan yurttaş Mehmet Tahir
İlhan ‘slogan atmaktan’ ve ‘yasa dışı örgüt propagandası’ yapmaktan 25 yıl hapis cezasıyla
yargılanıyor. 1000'in üzerinde çocuk siyasi tutuklu... Yüzlerce üniversite öğrencisi hapiste...
Yüzlerce gazeteci gerçekleri söylediği ve haber yaptığı için ipe sapa gelmez iddialarla
hapiste... Ve her gün gözaltına alınmayı bekleyen gazeteciler var. Yani devlet, konuşan,
konuşamayan her muhaliften korkuyor. Son bir senede yasaklanan, toplatılan ve yargılanan kitap sayısı 47...


THY 305 çalışanını bir gecede işten çıkarıyor. Hatta bir kısmının uçuş seferlerinin dönüşünü
yapmaya bile yetişemeden işten çıkarıldığı ortaya çıkıyor. Greve giden THY çalışanları
için meclis bir gecede grev yasağı getiriyor. Piyer Loti Tepesi'nin AKP'li bir vekilin kanına
dokunduğundan Aleviler'i öldürmenin sevap olduğu fetvasını vermiş İdris-i Bitlis'in adını
alması için önerge sunuluyor. Diyanet İşleri Başkanı protokol sırasında 10.sıraya çıkartılıyor.
Ve her gün yeni fetvalar verip yönetimi yönlendirmeye çabalıyor.


Belden aşağıya da prangalar geçiriliyor. Kişilerin özgürlük alanlarının en dokunulmazı olan
mahremiyeti hiçe sayılıyor. Kadın ve erkeğin evlenmeden bir araya gelmesini engellemek
için zina yasası çıkartılmak üzere... Kimse “devlete ne?” diye sormuyor. Kürtaj yasaklanıyor.
Başbakan sezaryene de karşı olduğunu belirtiyor. Ve pek tabii sonrasında sezaryen doğum
için günah olduğu gerekçesiyle fetva veriliyor. Yalaka basın durur mu? Sezaryen doğan
kişilerin obez olacağı ile ilgili haber yapıyor. Zekâ, ahlak ve birçok değer ayaklar altına
alınırken toplumun çok büyük kısmı gıkını bile çıkarmıyor. Dolayısıyla çark istedikleri gibi
işliyor. Günah diye yasakladıkları insan hak ve özgürlüklerine rağmen, termik santrallerle
havayı kirletecek, hidroelektrik santrallerle suyu kurutacak ve nükleer santrallerle hayatımızı,
doğamızı tehlikeye atacaklara karşı gıkını çıkarmayarak bize güzel ahlak örneği veriyor!


İnsanların üzerine bomba yağdırılarak öldürüldüğü katliamlar görmezden geliniyor.
Madımak’ta yakılan aydınların katilleri serbest bırakılıyor. İktidarsa sadece bunca yıldır
hapiste oldukları için katiller adına üzüldüğünü beyan ediyor. Hrant Dink’in öldürülmesinin
gerçek sorumluları da böyle bir ortamda korunabiliyor elbette.


Daha çok var. Burada yazılacak çok mesele var. Bütün bunlar ileri demokrasi adı altında
yaşan yeni dönemin tam bir palavra olduğunun göstergesi değil mi? Özgürlüğümüze sahip
çıkmayacaksak, özgürlüğümüze vurulan prangaları kırmayacaksak bütün bu yaşananlar bize
müstahak değil de nedir?


Doğan Özcan


Editör


www.hayatadokun.net ' den alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider