Rahim kürtajı yasak. Peki, beyin kürtajı da yasak mı?




Kürtaj, resmi ya da gayri resmi çiftlerin ya da döllenmiş yumurtayı (cenin) taşıyan yalnız
kadının kararı değilmiş, memleket meselesiymiş de haberimiz yokmuş.


Tüm kadın sorunları; fiziksel, psikolojik, sosyolojik şiddet artı tecavüz artı evlilik birliği
içerisinde tecavüz artı istihdam artı eğitim çözüldü şimdi sıra kadın kürtaj olsun mu olmasın mı meselesinde. Hani derler ya, olabildiğince traji komik.
Konu gündeme geldiğinden beri etrafınızdaki kadınların tepkilerinden, hangilerinin bu pratiği yaptırdığını düşünemeden duramadığınızın farkındayım. Aranızdan densiz olanlar, ki örneklerini okuduk ettik, kutsal güç sosyal medya sağolsun, bu tepkilere “kaç kere kürtaj olmuş ki, kadar savunuyor bu” saygısızca cevaplar yazdı hatta.


Sanane.


S.a.n.a.n.e !
S.A.N.A.N.E !!!!


Öncelikle kürtajın ne olduğuna ve bir kadın için ne ifade ettiğine bir bakalım.


Kürtaj, kelime anlamıyla ‘kazımak’tır(1). Konuya ithafen; kürtajın, doğması herhangi bir sebepten ötürü uygun bulunmayan bir ceninin 10 hafta içerisinde rahimden alınması, kazınması olarak tanımlamak mümkündür. Bir başka ifadeyle, kürtaj pratiği bir kadın için psikolojik ve fiziksel travma demektir ve bi hayli zordur hanımlar beyler; doğur, daha iyi.


O zaman neden bir bebeğin doğması uygun bulunmaz ve istenmez?


Bu sorunun psikolojik, sosyal, tibbi ve travmatik birçok cevabı olabilir.


Bir kadın için bir çocuğu sorumluluk sahibi olmayan bir babayla ya da babasız büyütmenin dünyanın en zor görevi olduğu düşüncesindeyim. Buna karşılık bir kadın için sağlıklı şartlarda doğurulan ve topluma kazandırılan bir çocuğun dünyanın en büyük mutluluğu olduğu konusunda sizinle hemfikirim. Bir kadın ya da çift, bebek sahibi olacak koşullarda değillerse, bebek henüz ceninken aldırma hakkına da sahiptir.


Demem o ki, insanlar bakamayacakları ceninlerini yapmaya karar vermekte özgür oldukları gibi, aldırmak konusunda da özgür olmalıdırlar. Bunu kararı sorgulamak, çiftlerin ya da çift olmayanların yatak odalarına, kısacası mahremiyetlerine devlet tekeline alırcasına müdahale ederek yasa çıkarmak külliyen saçmalık.


Kürtaj konuşulmaya başlandığından beri madalyonu her tarafıyla düşünmeye gayret ediyorum lakin madalyonun her tarafı kadına fatura ediliyor olarak karşıma çıkıyor. Örneğin, istatistiklere bakıyorum ve bu pratiğin ülkemizde bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanıldığı sonucuna varıyorum ancak feodal sosyal yapı ve teokratik zihniyetle yoğurulan erkek güdülerinin doğum kontrol yöntemlerinden bi haber olduğu sonucuna varıyorum. Hadi diyorum kürtaj meselesi kaldırıldı, hadi diyorum herkes kendi başının çaresine baktı. Bu zihniyetin, cenini gayri resmi yollardan yok etmeye çalışacağının aşikar olduğunu görüyorum.
Gayri resmi yöntemleri hepimiz az çok biliyoruz; rahmin içine sabun atmak, rahim ağzından içeri kesici aletlerle müdahale etmek ve belki 10 haftadan daha büyük, bir başka ifadeyle bu yapılacakların gerçek bir bebeği öldürmeye kadar gideceğini kestirebiliyorum. Üstelik, kadın ölümleri azmış gibi, çocuğu düşüreceğim diye yapılacak bilinçsiz müdahalelerin sonucunda gel gör bak kaç kadın ölecek.


Neresinden tutsan elinde kalıyor.


Şimdi, bu yazının üzerine “Allah kimseye kürtajı savunma çaresizliği vermesin” yaz. Düşünmeden, bilmeden, kanamadan, doğurmadan, emzirmeden atıp tut. O zaman ben de sana “Allah kimseye tahakküm kabiliyetinden uzak bir beyin vermesin, tam kürtajlıkmışsın, doğmayaydın iyiydi” diyeceğim. Çünkü bebek kadınındır, doğacak her bebek de devletin değil, annenin olacaktır. O kafayla bunu anlaman zor lakin ben yine de bu densiz ithamların üzerine “beyin için kürtaj henüz yasaklanmış değil” yazayım.


Son tahilde, bir tarafta kelepçe yasasıyla vur dediğimiz her maddeyi öldüresiye onaylayarak kadını korurken, diğer taraftan kürtaj gibi son derece zülfiyare dokunan bir konuyu kanunlaştırmak yersiz ve gereksiz. İzin verin, “kürtaja bebeğin sahibi kadın karar versin, kadın!” diyerek bu haftaki yazımı sonlandırıyorum.


Bir sonraki hafta, feodal yapıya evrilen kültürler ve bu kültürlerde kadın istihdamı tarihi başlıklı yazılarımla ekranlarınızda olacağım.
Sevgilerimle.


Evrim Gözener
Antropolog
Kaynaklar: (1) http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCrtaj

www.hayatadokun.net ' den alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider