Kadına Şiddet Devam Ediyor


Yazılı ve görsel basından da takip ettiğimiz gibi, kadına yönelik şiddet devam ediyor. Ve
her geçen gün artıyor. Liseli genç kızlar sevgilileri tarafından dövülüyor, öldürülüyor. Hatta kimisinde saldırganın sevgili statüsünde olması gerekmiyor bile. “Ya benimsin, ya toprağın” diye diye büyümüş bir neslin torunları…




Sırf kıskandığı için okuldan dışarı çağırdığı kızı av tüfeği vuran adam, ayrılmak istediği için
sevgilisini kemerle boğan adam, bir kız çocuğuna sırayla tecavüz eden 30 adam…Hepsi de
iktidarına yönelik en ufak bir başkaldırıya ya da böyle bir ihtimalin varlığına bile tahammülü
olmayan, güçlerini ancak kadınların üzerinde en rahat şekilde uygulayabilen adamlar…


Şimdi gelelim buna nasıl önlem alındığına. Devlet ne yaptı? Kadına karşı şiddete dur demek
için attığı adımlara bakalım. Kadını daha fazla koruyacaktı. Ancak evli veya nişanlı olan
kadına yönelik bir korumaydı bu. Yani bizin gazetelerin üçüncü sayfalarında gördüğümüz
haberlerdeki kurban kadınların önemli bir kısmını kapsam dışı bırakıyordu. Yani diyordu ki,
seni korumamı istiyorsan, evlenmek zorundasın. Sevgilin olamaz. Sevgilin olursa sevgilin de
dövebilir seni, o dövmezse evdekiler döver. Ona göre…


Evlilikten bağımsız her türlü kadın-erkek ilişkisine tu kaka diyen devlet anlayışı kadını
şiddetten korurken de bu ayrımı yapmaktan geri kalmıyor. Kadınları başı açık ve kapalı diye
ayırarak yıllarca başı kapalı kadınları ezmiş eski statüko yerine tam tersi anlayış oturuyor.
Üzerine bir de şiddetten korumak için evli olmaları şartını koşuyor. Al sana çifte kavrulmuş
muhafazakârlık… Sonra gelsin üç çocuk, gitsin çok eşlilik… Ama erkeğe özel çok eşlilik…
Şimdi yok artık, deme. Yıllarca önce dediğimizde yok artık, denen bir sürü şey, şu an var
artık.


Sözün kısası kadına yönelik şiddet devam ederken, en büyük sorun buna karşı duruştaki
samimiyet… Kızların evlilik yaşını düşürmeyi planlarken, liselere emzirme odası yapma
fikri ortaya atılırken, erkeklerin dört kadınla evlenmesinden bahsedilirken, kadının anne
olma kararına bile müdahale edilirken ve daha nice kadın istismarı yapılırken atılan adımlara
samimi diyebilir miyiz? Üstelik kadın ve erkeğin eşit olduğuna inanmayan bir iktidarla kadına
yönelik pozitif ayrımcılıktan bahsetmek de büyük bir palavradır. Bunu da anlayalım.


Doğan Özcan


Editör


www.hayatadokun.net 'den alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider