Kadın Kim?



Kadın Kim?


Kadın...
Anne, kutsal varlık. Yeni bir canlıyı dünyaya getiren, doğurganlık özelliği olan canlı. Peki kadına gereken özeni gösteriyor muyuz? Kıymetini biliyor muyuz?


Cennet anaların ayakları altındadır demiş atalarımız. Ama bu sözü söyleyen atalarımız bugünleri görseler “biz ne dedik, siz ne anladınız” deyip dövünürlerdi sanırım.




Tarihe baktığımızda toplumda kadının yeri tanrılaştırılmasından başlayıp, anaerkil düzenden, savaşta erkeğe yardım eden, yokluğunda evin reisi olan kişiye kadar uzanmıştır. Kendi tarihimize baktığımız da ise kadın pek çok avrupa ülkesi hemcinslerinden haklarını çok daha önce almış, söz sahibi olmuş, kararların alınmasında etkili olmuştur.


Ancak ne yazık ki kadının yeri zaman geçtikçe gerilemiş, 21. y.y’da teknolojinin son süratle ilerlediği bir devirde hala okuma-yazma bilmeyen, tacize, şiddete maruz kalan, tecavüze uğrayan kadın sayısı azımsanmayacak rakamlara ulaşmıştır.


Mevzu aslında çok derin, söylemek istediğim çok şey var ancak bunları birkaç sayfa yazı ile anlatmam mümkün değil. Benimde kadın olmam tabi ki gelişen olaylara karşı hassasiyetimi arttırmaktadır. Ancak mesele sadece kadınların meselesi de değildir. Bazıları tarafından bu “feminist düşünce” olarak da algılanabilir. Ama bu feministlik değil. Söylediğimiz kadın ve erkeğin eşit olduğudur. Ve kadına karşı uygulanan şiddete,tacize,intihara (cinayet) göz yumamayız.


Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de kadının daha da özeline girerek kürtaj ve sezaryana el atıldı. Dikkat edersiniz ki mevzu kadınla ilgili ama söz sahibi olan erkekler. Bunda bir yanlış yok mu?
Tecavüzü önlemek, caydırıcı cezalar koymak yerine kadının konuşmasına gerek yok biz karar veririz her şeye diyip tecavüzcüsüyle evlendirmeyi çare olarak görmek hangi insani düşünceye sığar? Aslında çok da şaşırmamak gerekir. Neticede 13 yaşında kız çocuğuna tecavüzde “kendi rızasıyla birlikte oldu” diyen zihniyetin tecavüz sonucu oluşan gebeliği sonlandırma, istenmeyen gebeliği sonlandırma hakkını elinden almaya yönelik kararlar vermesi şaşırtıcı olmasa gerek. Gerekirse devlet bakar diyenlere şunu sormak istiyorum. Binlerce suça itilmiş, madde bağımlısı olmuş sokak çocuklarını kurtardınız da sıra doğmamış olanlar için karar vermeye mi geldi?


Pınar Taşdelen
Antropolog




www.hayatadokun.net ' den alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider