Hocanın Dediğini Yap Yaptığını Yapma!.



Efendim, bunca karanlık tablonun ardından yüzümüzü güldüren haber yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Kıvançla paylaşmak isterim. Başbakan Erdoğan, İstanbul’daki BM Forumu’nda vicdanlara seslenmiş(!)”Bu acımasız rekabet, bu hırs, bu tamah böyle sürerse, çocuklarımıza bırakacağımız bir dünya kalmayacak.” demiş. Gülsek mi, ağlasak mı bilemiyorum.



Sabah Gazetesi de internet sitesinde haberi öyle güzel geçmiş ki “aman ne harika bir başbakanımız varmış da kıymetini bilmiyormuşuz” dedim içimden. Kendimden utandım, derhal tövbe ettim. Dilimi, elimi, klavyemi üç su yıkadım. Yetmedi, çamaşır suyuna yattım. Diyordu ki haberde, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 10. Orman Forumu'nda insanlık dersi verdi. Küresel vicdana seslenen Erdoğan "Eğer, üzerimize giydiğimiz elbise, Bangladeş'te 5 yaşındaki bir çocuğun umutlarıyla dokunduysa bunu derinlemesine sorgulamak ve çareler üretmek zorundayız.”

Meğer bizim başbakan sınıf bilincinin de farkındaymış. Çocuk işçi gerçeğine karşı duyarlıymış. Meğer ne kadar evrensel düşünüyormuş(!)

Durun daha bitmedi. Ufak ufak delirtecek sözleri özetle geçeceğim. İnsanları doyurmak için, hızlı bir kentleşmeyle doğanın tahrip edilmesinden yakınıyor Başbakan. Denizler, dereler kirleniyor; akarsular kuruyormuş. Bunun üzerine “nükleere hayır,” “HES’lere hayır” diye bağırsa çok şahane olacakmış. Sahi bununla ilgili olarak hükümet AKP değil miydi? Doğayı tahrip edecek kararları kim alıyor? Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan değil mi yoksa?

Daha da vahimi, gelir dağılımındaki uçurummuş. Ülkedeki durumun farkında değil sanırım. Daha geçen ay bakan hazretleri “800 TL ile geçinilir” diye buyurmuştu. Bu lafı bir ona deyiversin. Zahmet olmazsa eğer…

Efendim, şimdi gelelim ilk paragrafta akıllara durgunluk veren açıklamanın tamamına. “Büyüme ve kalkınma dediğimiz süreç böyle devam ederse, ortada yaşanabilir bir dünya kalmayacak. Bu acımasız rekabet, bu hırs, bu tamah böyle devam ederse, çocuklarımıza bırakacağımız bir dünya var olmayacak. Çok bilinen bir Kızılderili sözünü burada bir kez daha tekrar etmekte fayda görüyorum. 'Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde, işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.”

Ne kadar garip değil mi? Bu ne tutarsızlıktır? Kente tek bir boş alan bırakma, her yere alışveriş merkezi, plaza, lüks daireli siteler inşa ettir; sonra da kalk “böyle giderse biteriz” de. Başbakan bu toplantıya soğuk algınlığına rağmen katılmış. Hastalıktan herhalde. Arada ateşlendiyse…

Sormazlar mı, “madem bu acımasız rekabetten, bu hırstan, bu doğa tahribatından bu kadar rahatsızsın, Emek’in hali ne mesela?” Demezler mi ki “o zaman HES’lerle ilgili tüm çalışmaları durdurun, orman arazilerinin satışını durdurun, kıyı yağmalarını durdurun.” Derler tabi. O zaman ne olacak? Vicdan nereye gider o zaman yahu siyasetin ustası?

Başbakanın bütün o söylediklerine katılıyorum. O sözlerin altına imzamı atarım. Hatta “gelin beraber değiştirelim, devrim yapalım” derim.

Hatta şu sözleri bir metin olarak önüne imzaya götürelim. Yarın, öbür gün bir HES eyleminde, nükleer santral eyleminde, Emek Sineması gibi başka bir kültür varlığının katledilişine direnirken ve gelir dağılımı eşitsizliğine karşı genel grevler örgütlerken “azmettiricimiz ve fikir babamız Başbakan’dır” deriz. Arkamız sağlam… İmzalı kâğıt da var. O sırada bize biber gazı sıkmak üzere olan polisi de şok ederiz. Fena mı?

Doğan Özcan
Editör

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider