Hülya Avşar Akil İnsansa Nihat Doğan'ın Neyi Eksikti



Ülkece çok değişik bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan barış sağlanacak, halkların kardeşliği nihayet tesis edilecek diye sevinirken, bir yandan da hükümetin akil heyetiyle ilgili kafa karışıklığına gark oluyoruz. Gazeteci ve yazarların ağırlıkta olduğu komisyonda bu ağırlığın muhafazakâr cenahtan meydana geleceğini tahmin etmiştik. Ancak yine de barıştır asıl mesele. Bir şekilde gelmelidir. Buyurun işte bir kafa karışıklığı… Çünkü tarafsızlığı şüpheli bir komisyonla barışı beklemek gibi nur topu gibi bir çelişkimiz var.



Dünkü yazımı yazmaktayken Hülya Avşar’ın listede yer aldığını görmüş, herhalde basına sızan asılsız bir haberdir, diye düşünmüştüm. Bu sabah uyandığımda kötü bir rüya görmediğimi anladım. Popülerliği bu kadar yüksek, rüzgârın yönüne göre ilerlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmiş ve ayrıca her konuda bomboş bir konuşma metniyle dolu bir insanın akil insan olarak ilan edilmesi, süreci sulandırmak için yetti. Sadece teklifin götürülmesi bile bu heyetten neler beklendiğinin göstergesi…

Akıllı kadının dayak yemeyeceğini söyleyen ve içten içe de erkeğe itaat ederek onu kontrol altında tutmayı öneren Hülya Avşar, akıllı halkın ezilmeyeceğini ve devlete itaat etmenin gerekliliğini mi vurgulayacaktı? Ama neyse ki adı kesinleşmiş 63 kişi içinde yok. Yoksa yedekte mi? Göreceğiz.

Bir dönem kendini Türkiye’nin en zeki kadını ilan etmiş, magazin medyasının pohpohlamasıyla daha da kabarmış bir insan, şimdi de devlet nezdinde ‘akil insan’ olarak belirlenmiş oldu. Bu kadar baştan savma, bu kadar özensiz bir seçimde, iktidar mümkün mertebe kendi taraftarını komisyona alıyorsa, bir de Hülya Avşar’ın yer almasını istemesi kaçınılmazdı zaten. Azıcık renklendirme sahte de olsa iyidir(!) Hülya Avşar, kendisine bu teklifin geldiğini doğruladı, ama dediğim gibi listede adı yok.

Ancak benim bu süreçte içimi acıtan başka bir şey var. Hülya Avşar akil insandı da Nihat Doğan’ın neyi eksikti? Hükümeti her platformda destekleyen bir ‘devrimci’, Deniz Gezmiş’in bayrağını ‘devralan’ bir sağcı değil miydi o? Chavez’in cenazesine de gitmişti. Diyarbakır’da Newroz kutlamalarına da katılmıştı. Akil adam olmak için daha kaç sınavdan geçecekti? Akilliği dibine kadar hak etmiyor muydu?!

E sınava gerek yokmuş be abim. Ya hiçbir şey yapmayacaksın, ya da sadece iktidarın kadim destekçisi olacaksın. Hiçbir şey yapmadan öyle kalsan da olurmuş. İkisinin ortasında, yani gerçekten tarafsızlıkla bir çaba sarf eden birkaç kişi olacaktı bu komisyonda. Çok değerli isimler var, haklarını yemeyelim. Onlardan biri sen değildin ya, beni yakan o! Oysa belki de yandaşlığını devrimcilikle açıklamaya çalışmasaydın bir şansın olacaktı. Dinlemedin be Nihat. Ne çektin be Nihat… Falan, filan…

Hülya Avşar’a geri dönelim biraz yine. Hani hiçbirimizin, hadi bizi de geçtim, bu işe yıllarını vermiş köşe yazarlarının bile anlayacak kapasitede olmadığı bir insan o(!) E akil insan… Buymuş demek ki… Teklif gönderilmiş olması bile algının tarifi için yeterli…

Başbakan bakmış. Gerçek bir muhalif ses nereden geliyorsa, orayı elemiş. Ortaya ‘mükemmel’ bir karışım çıkarmış. Körler, sağırlar birbirini ağırlar. Hülya Avşar bile akil insan olmuş, çok mu? Nihat Doğan için de topluca üzülelim, derim. Ha tamam, çok ‘büyük’ gelir Nihat Doğan bu işe. Ama alsaydınız, seneye de kullanırdınız.

Ben bu heyete heyet demem, heyette Nihat olmayınca son tahlilde…

Doğan Özcan
Editör

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider