Bıyık
‘’Bıyıkları olan mavi yakalı insanların neden bu kadar üzerine geliyorsunuz? Size bu hakkı ya da ayrıcalığı ne veriyor? Ben de evde zengin koca beklemek istiyorum. ‘’
Erkek hakları denen bir kavram bile olmaması çok şaşırtıcı. Dünya üzerinde onca yanlışlık için sadece bıyıklıları suçlamanın, ilerici düşünceler yaratmadığı gibi bir yerde bu iş herkesin istediği fakat nadir insanın ulaşabildiği bir noktaya geliyor. Bıyıklı insanlar yıllardır, savaşarak (salt kaba-kuvvete dayanan savaşlar) nedeni ile yaşamadıkları saçma sapan hayatları bırakıyorlar geride. Belki adı bayrak, belki prenseslerin kralları yokken başka kişiler ile birlikte olmaları tüm Ortaçağ Avrupası edebiyatları neyin üzerine kurulu acaba?
Bıyıklı insanlara üzülüyorum içten içe, kendini ne ifade edebiliyor ne de gerçekten ne ile karşı karşıya olduklarını biliyorlar. Evet bıyıksız olanları toplumdan dışlanmasalar da eşit olarak herkes aynı şekilde hayatını sürdüremiyor, bir çok yanlışlık var. Kimse aksini idda etmiyor olsa bile, hiçbir bıyıklının çalışmama, evini geçindirmeme, yatakta herkesi mutlu edememe hakları (ayrıcalıkları) var mı? Kocalık vazifesini yerine getirmediği için (evine para getiriyor olmasına rağmen) boşanan ve bunun üzerine viagrayı icat etmek durumunda kalan bıyıklıların kırık kalpleri kimin umrunda?
Bir dakika, bu işin içerisinden böyle çıkma iki yüzlülüğünü bir kenara bıraktığınız gün, problemlerin nereden ve nasıl çıktığını hep birlikte konuşup, bıyıklı ve bıyıksızların ortak kararlarını, yeni ahlak anlayışları (şart ise) yeni modeller oluşturma şansı daha çok artacaktır. Daha bu toprakların tarihine baktığımızda, bıyıklı ve bıyıksızların şehir (köy-kasaba- yerleşke vs.) yönetmede, yönetiminde bile ortak söz sahibi olmasına rağmen hatun denen insanlar yaşadı. Onlar Müslüman mıydı? Bizler kadın-erkek eşitsizliği konu açılınca neden bunu asla konuşamıyoruz acaba? Mutlaka ve mutlaka, bu çarpık düzen içerisinde avcı olması gereken, birilerine bakmak zorunda olduğu için hayatını heba eden, yatakta çok tatmin edici olamıyorsa bundan sıkılıp utanan ve sevgilerini erken yaşta paylaşamayan bir toplum içerisinde ne olmasını bekliyordunuz ki? Bıyıklı insanlara tokat atan bıyıksızlar yok mu bu dünyada, tecavüz eden veya öldüren. Oh olsun, zaten size de yapılıyor değil mi!
Bu noktada küfür edip birinin çıkıp “Kral çıplak!” diyerek bağırması gerekiyor, hangi erkek bunu yapabilme cesaretine sahip? Daha konuşmaya başlamadan verilecek örnekler ve ‘‘Bir de hakkınız mı olacak sizin?’’ konuşmalarının nereye gidebileceğinden çok eminim. Küfürler sadece bıyıklılara mı ait? Benim literatüre girmesi gerektiğini düşündüğüm bıyıksız dostlarımdan hayatımda duyduğum en ağır tabir-i caiz ise belaltı sohbetlerine bizzat şahit kaldım. Bu bir ilerleyiş midir? Evet, artık bıyıksızlar da böyle konuşuyor, ne güzel, şimdi dünya daha mı eşit oldu?
Gerçekten insanlar bu geçirdikleri hayattan çok mutlular (şaka gibi olsa bile) bir çok çarpık ve yanlış şeye rağmen. Evde börek yapan birinin mutluluğunu bozmaya kimsenin ne ayrıcalığı ne de hakkı vardır. Başka bir şey öğrenmek için bir çaba göstermek istemeyen, ama yeri geldiğinde tarlada bıyıklısıyla birlikte çalışan cefakar insanlar da var. Biri yanlış, diğeri doğru değil; kim nasıl yaşamak istiyorsa bir şekilde devam ediyor.
Kitap okuyan ve karınları tok olduğu veya eski bıyıklı/bıyıksız ilişkilerinden dolayı acıyan yaraları ile bunu dünyaya mal ederek herşeye bağıran artist ve entel kısım olarak kime neyi dayatıyorsunuz, sizin şansınız oldu düşünmek için. Şımarabilecek vaktiniz oldu terk edildiğiniz için. Bu noktadan sonra birlikte seviştiğiniz kişilerin size tecavüz edip etmediği bile bakış açısına göre değişebilecek bir silah bile olabilme ihtimaline sahil oluyor. Acı. Her bıyıklı, bir tecavüz makinası güvenilmemesi gereken adi bir karakter değildir. Ve insanlara yapılan haksızlıkların burada bir cinsiyet içerisinde olmasının kültürdeki bozuklukların değişmesi için, bıyıklıları dövmek yerine, din kitaplarını tekrar okumanızı ve Mayaların takvimi ile nasıl dalga geçtiyseniz, sizin de kitaplarınızda farklı bir şey olmadığını olmayacağını düşünmeniz gerekiyor acilen.
Bu kültürler icat ediliyorken fikirler nerelere evrildi? Yanlış başlamış olması herşeyin ve yanlış ilerliyor olması dünya üzerinde kendi yarattığımız çoğu sistemin ‘‘insan’’ bazlı olmasıdır .KADIN YADA ERKEK DEĞIL!
Ve insan doğası gereği şekilde yaşamadığı için her tür saçma sapan gelişen olayların olma sebebini en derinden yaratıyor zaten. Kimsenin vibratöre ihtiyacı var mı gerçekten? Seviyoruz demek ki fantezileri. Cinsellik bizim ürememizden türün devamı palavrasından bağımsız bir travma. Seviyoruz. Sıcak bir yuva arıyoruz ve tembellik yapmak istiyoruz. Bıyıklıkların neden böyle bir seçeneği yok?
Mutlaka örneklerin tersi bir yerlerde mevcut. İstanbul pahalı bir şehir, ayrı hayatlar kurabilmek için evli çiftlerin hepsinin çalışıyor olması gerekiyor. Çocuklarını büyütmeyen bıyıklıların yanına bıyıksızlarda katılıyor. Kimse anneliğin kutsallığından da babalıktan da bahsetmesin bu saatten sonra. Herkes bir avuç para ve kışın üşümemek için hayatlarını parçalıyor. Sokaklarda büyüyor insanlar, terk edilmiş bir kedi yavrusu gibi. Sonra güven problemleriyle bir hayat geçiriyorlar, ne kadar doğal! Biz yapalım rızkı bir yerden gelir ile olmuyor. Eskiden de genel olarak bıyıksızlar, büyütüyordu çocuklarını. Hemen hemen o jenerasyon içerisinde olan biri olarak ben de bir kadının yetiştirdiği bir insanım. Hatalarımdan ve seçimlerimden bu insan sorumlu. Travmalarımdan, yanlışlarımdan. İşin içerisinden ne kadar kolay çıkabiliyorum değil mi?
İşte bu yapılmaması gereken bir iki-yüzlülük. Babamın çalışmaktan, geberen yapısı nedeniyle bulaşık yıkayacak vakti olmadı hayatında. Yemek yapmıyorsa da tabakları toplardı. Çamaşır da yıkayamadı ama asardı. Yalnızken çok güzel yıkadığına eminim. Ve bu beni asla rahatsız etmedi. Dünyanın en eşi bulunmaz kahvaltılarını pazar günu hazırlardı. Bu bir oyun ve oyunu böyle oynayarak çözmüşler kendi aralarında insanların çoğu. Evcilik oynuyorlar. Tersi de mümkün olmakla birlikte, kendi ailenize bakarak bile bir şeylerin nerede ters gidebileceğini görerek müdehale etmeye kalktığınızda ‘‘Sus, sen mi biliyorsun?’’ cevabı herkes tarafından geliyor. Güzel bir şey gerçekten çocuk yetiştirebilmek, tadına vararak fakat neden bıyıklılar çocuklarıyla bu kadar az zaman geçiriyorlar? Hepsi hödük ve odun diyerek işin içerisinden çıkmakla bir şey çözemezsiniz. Bu insanların, sırtındaki sorumlulukları anlamadan, almadan ve yeni bir düzen oluşturabilmek için din ve dogmatik ahlak kurallarını yıkmadan hiçbir şey bir gram ilerlemeyecektir.
O noktadan sonra, bıyıklılar iki uzun saç iki adet büyük memeye fitler, değil mi? Hayatta ciddi anlamda bu noktadan sonra hiçbir şey düşünemiyorlar. Ama çoğu bıyıksız bu insanlar ile evleniyor ve hayat kurmak istiyorlar, bıyıklı olsun döşü kıllı olsun, çok komik olsun, parası olsun, karizmatik olsun göbeksiz olsun, beni yatakta mutlu etmesini bilsin, ben period dönemimde çok sinirli olursam beni sakinleştirsin. Öyle biri olsun ki ben ağlamasamda beni anlasın, sormak için ısrar etsin vs.
Yok ya? Kimsenin en ufak bir sorumluluğu yoktur kimse üzerinde, eğer beslemeniz gereken bir şey olmadığı taktirde. “Kim neden kendini bu kadar aciz bir rol üzerinde yaşamaktan mutlu olabilir?” diye soruyor ve başa dönüyorum. Insanlar mutlu oluyorlar gerçekten, şaşırtıcı şeyler oluyor. Kimseye şaşırtıcı gelmiyor çünkü, bıyıksız insanlar herkese böyle öğrettiler her şeyi. Sonra da herkes kabul etti.
Hadi be!
Kadınları doğrama klavuzu yazamıyor hicbir bıyıklı. Direkt yapıyor, değil mi? Belki de onca yıl kılıç ile birbirini öldüren birileri rahat edebilsin diye hayatlarını psikolojilerini kaybetmiş insanlardan normal tepkiler verilmesini bekliyoruz halen. Modern devirler de de bir farkı yok.
Yanlış sistemler, yeniden yazılarak düzeltilir. Kimseye ayrıcalık gösterilmemelidir. Bıyıklı-bıyıksız olmak, kadın ya da erkek olmak sadece biyolojik bir gerçektir. Ne bir eksik ne de bir fazla. Bu durumların ne avantajları ne de dez-avantajları olmalıdır.
Okan Yaşarlar
www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.
Comments