Ezber
‘’Ezber eğitime hayır, ezber düşüncelere hayır, bizi okullarda ezber eğitimle eğittiler bu nedenle yaratıcı olamıyoruz vs..’’
En büyük ezberciliğin temsili olsa gerek. Bir problemi analiz edip de değiştirmemek için, hiçbir çaba sarf etmemek…
Leşçil-avcı-toplayıcı olarak evrilen insan hayatında, en harika problemlerden bir diğeri, doğa içerisinde algılanan verileri sınıflandırma şeklidir. Veri sadece bilgisayar dünyasında insan beyninin hard-disk olarak adl,andırılmasından çok, gördüğünüz yaprağın yeşil, çok yeşil uzaktan görülen bir yer varsa ‘‘orman’’ olur. Tek tek ağaçları saymak ve yeşiller diyerek konuyu kapatamıyoruz dil problemi nedeniyle, çünkü detaylandırarak gruplandırmak bir düşünce şekli ve algoritması olarak çalışıyor. Uzun saçlı sarışın insanlar erkek ise, kesin viking! yargısı da buradan geliyor. Pritimif olmak için çabalayıp, kravatlar ile birbiri ile yarışan alfa-erkekleri de öyle.
Görülen- gözüken - bakılan kavramları üzerine ayrıca yazmak istesem de ‘‘ezber’’ problemini ilk olarak anlatmak tabir-i caiz ise dikkat çekmek istedim (haddime düştüğünce) çünkü bu problem hakkında yazmak herkesin haddine. Herkes görülen olarak, farklı ezberler ile o kadar fazla tüketiliyor ki, buna itiraz etmekten ziyade ‘‘biz’’ görülen ezberler olmak için çaba bile sarf ediyoruz. İç güzelliğin, dış güzelliğe yansıması için. Kendisini ifade etmek için bile çaba sarf etmemek ve ‘‘konuşamadığını’’ idda eden insanların, telefon mesajlarının uzunluklarından kitaplar yazabilecek birer yazar olmalarına rağmen, bu gerçek malesef yine aynen devam ediyor. Şöyle görünürsem beni ‘‘kabul’’ ederler. Sizi kimse dışarıdan nasıl görüldüğünüze göre tanıyamıyor, sadece belirli ezberlenmiş grupların içine sığdırmaya çalışıyorlar.
Bir dakika! Burada ciddi bir detay ve problem var. Afrika’da yaşayan her insanın ismini hitap ederek ifade etmek imkansıza yakın ve lokasyon olarak verilen enformasyonlar içerisinde, elbette kişinin kendi lisanı ve sözlüğü içerisinde ifade edebilmesi, gruplayarak büyük genele bakmak ya da daha mikro düzeyde bireylere, gruplar içerisinden sanki zoom yaparmışçasına, detaylıca yakınlaşmasında bir problem o kadar da yok. Problem, bu ezber tutumları bir genel kümeye aitmiş gibi davranmak.
Zenciler iğrençtir, kadınlar yalancıdır, erkekler salaktır, şişko insanlar tembeldir, şişko kadınlar hormonludur, hormonlu domatesler yalancıdır, yeşil uçaklar mavidir, herkesin rengi kendine...
Önüne geçilmez bir problem olmaya başladığı noktada, ben dalgın dalgın yürüyorken sokakta kafamı tesadüfen çevirdiğim bir doğrultuda, bir satış mağazası kadın iç-çamaşırı satıyorsa, ben o noktada insanlar içın sapık oluyorum. Çünkü kesinlikle bu nedenle kafamı çevirmiş olabilirim. Neden? Çünkü ezber, neden çünkü erkek sapıktır. Doğalı da bu, olarak düşünen ve kendisinin üreme dürtüsünün kadınlarda olmuş olduğuna inanmayan bir yığın zavallı için ne yapabiliriz? Kadınların mastürbasyon yaparlarsa cehenneme gitmeyeceklerine inandırmak için veya herhangi bir şekilde hijyenik pedlerini çantalarında özel süslü cüzdanlarda saklamamaları için? Ezberleri kırmak belki iyi bir başlangıç olabilir.
Kimse kötü değildir, herkese herşey öğretilir, bastırılan tüm duyguların oluşturduğu mevcut davranışlar farklı ezberler içerisinde bazen tabu, bazen olmazsa olmaz durumlar şekline de dönüşebilir. Bu istenilen ya da yaratılan veya tepki gösterilmeyen bir zemin mi tartışılması gerekir. Çünkü adı, emperyalizm değil çünkü adı sosyalizm değil çünku adı yok!
Anne-kutsal değildir. Baba kutsal değildir. Baba sevgisini gösterirse eşcinsel (sağlık bakanının açıklamasına göre ibne olmaz) iki erkek birbirine sarılabilir. şakalaşabilir, birbirinin burnunu öpebilir.
Iyyy diyen herkes,
dışarı.
Okan Yaşarlar
www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.
Comments