Tozlaşarak Değil Sevişerek Ürüyoruz


Konuşulması ‘toplumun gelenekleri’ gereği uygun görülmeyen cinsel yaşam, konuşulmadığı müddetçe doğru dürüst yaşanacağa benzemiyor. Ancak toplum baskısı ortadan kalktığında, insanların nasıl bir cinsel yaşam isteyeceğine karar verebiliriz. Ya da üç aşağı, beş yukarı bir veri istersek, internet ortamında yapılmış cinsel yaşam anketlerine de bakabiliriz. Bunlardan güvenilir olanlar arasında bir seçim yapmak istediğinizde, Aile Sağlığı Araştırmaları Derneği (ASAD) ve Tempo Dergisi’nin 2009 yılında internet kullanıcıları arasında yaptığı cinsel yaşam anketinin sonuçlarına ulaşıyorsunuz. O günkü anket, toplumda çok ciddi bir dönüşüm olmadığından, bugün de geçerli sayılabilir.


Erkek Çok Eşlilikten Yana

Anketin sonucunda, %66 oranında erkek çok eşlilikten yana olduğunu söyledi. Bu oran kadınlarda % 26 ve bu da aslında hiç düşük bir oran değil. Hatta kadınların %5 oranında tanımadığı biriyle “one night stand” ilişkilere açık olduğu sonucu çıkarken, erkekler tanıştırıldığı biriyle bunu yaşayabileceğini söylüyor.

Erkekler, çok eşli olmak koşuluyla %58 oranında sürekli ilişkilerden yana olurken, kadınların sürekli ilişkide çok eşlilik şartı sunması da %16’da kalıyor.

Kadın Ve Erkek Evlenmek İstemiyor

“Toplumsal baskılar olmasaydı, nasıl bir ilişki isterdiniz?” sorusuna erkeklerin %8’i, kadınların %21’i evlilik cevabını veriyor. Yani evlenmek istemiyoruz. Evliliği toplum baskılarının yarattığını öğreniyoruz böylece. Evlilik “devlet onaylı cinsel ilişki sertifikası programı” sonucu elimize tutuşturulan resmi belgeyle aynı evde yaşama ve çocuk yapma gibi yan olanaklar sunan bir kurum olarak görünüyor.

Evlilik, belki de yaşanan tüm cinsel sorunların baş sorumlusudur. Senin aşkını, arzularını ve tüm cinsel isteklerini devletin gelip onaylaması fikri itici geliyordur insana belki. Bu da cinselliği tatsızlaştırıyor olabilir o kişiyle yaşanırken. Çokça yorumlanabilir. Farklı fikirler doğabilir tabii.

Erkek Güzelliğin Peşinde, Kadın Ten Uyumu Arıyor

Erkeklerin %82’si uzun süreli ilişki kurmak istedikleri kadınlarda dış görüntüyü önemsiyor. Kadın tensel uyum istiyor. Dış güzelliği önemsemiyor. Ancak kadınlar hiçbir şartta, bu konuda gerçek düşüncesini belli etmez ki. Dolayısıyla bu anket sonucunda en azından bu maddenin çok doğru olmadığını kişisel gözlemlerim sonucu söyleyebilirim. “Önemli olan boyu değil işlevi” gibi bir kandırmaca bu. Hatta anketin ileriki sorularında, ipucu vermek gerekirse, cinsel fantezilerle ilgili kısımlarda bunun böyle olmadığını görebiliriz. Dış güzelliği önemsemediğini söyleyen, aslında önemsemediğini sanan kadınlar, topluca aynı yakışıklı erkeği idolleştiriyorsa, arzularını bu cinsel baskılar yüzünden sınırlamak zorunda oldukları içindir, gibi geliyor bana. Umarım yanılıyorumdur.

Erkek Malum… Bekârete Daha Fazla Önem Veriyor

Aslında baştan söylemeli ki bu noktada arz-talep meselesi ortaya geliyor. Önüne gelen kadınla birlikte olan erkek, %32 oranda bakire bir kadınla uzun birliktelik tercih ederken, kadınların %30’u da deneyimli, doymuş erkeği tercih ettiğini söylüyor. Öyle olunca erkek bu süreci gayet güzel bir şekilde değerlendiriyor.

Kadın Daha Tatminsiz, Erkek Ruhsal Ve Duygusal Paylaşımı Daha Çok Önemsiyor

Kadınlar, cinsel ilişkide erkeklerden daha tatminsiz… Oysaki erkek, kadını genel olarak mutlu ettiğini düşünüyor. Bu da aradaki farkın orgazm taklidi yaptığını gösteriyor olabilir mi?

Ayrıca sanılanın aksine erkeklerin ruhsal ve duygusal iletişime daha yatkın olduğu ortaya çıkıyor. Ama belki de bu, kadının dış görünüşü önemsemediği sonucu gibi bir fasa fiso, bir kandırmacadır.

Kadın Fantezilerinden Dolayı Suçluluk Duyuyor

10 kadından 8’i cinsel fantezileri olmasından dolayı kendini suçlu hissederken, fantezilerini partnerleriyle paylaşmaktan mutlu olacaklarını söylüyorlar.

Erkeklerin cinsel fantezilerini Slav kökenli kadınlar süslerken, kadınlarınkinde siyahî erkekler var. Ve işte ne gariptir ki, dış görünüşe ‘önem vermeyen’ kadın, yakışıklı sinema oyuncularını da hayal ediyor. Ve siyahî kökene duyulan isteğin altında da kuvvetle muhtemel cinsel organ var. Valla ben anketin yalancısıyım.

Ha bir de fanteziler hakkında toplumun eğilimini anlamamız açısından bir başka çarpıcı sonuç, tecavüz fantezisinin yaygınlığı!

Kadın ve Erkeğin Seks Yapmaktan Korkmalarına Sebep Aynı

Kadın ve erkeğin cinsel ilişki sırasında, hastalık ve hamilelik gibi etkenlerden dolayı ortak korkuları var. Araştırmanın bu noktadaki en çarpıcı sonucu da şu… Kadın bağlanmaktan korktuğu için, cinsel ilişkiye de yaklaşmayabiliyor. Erkeğin çekinceleri, itiraf etmeliyim ki daha somut ve duyguları dışlayıcı faktörler…

Ayrıca kadınlar âşık olmadığı erkekle seks yapmak istemiyorken, erkekler aşk olmadan da seksin güzel olduğunu söylüyor.

Anketin Söyledikleri Ve Toplumun Son Durumu

Anket çarpıcı başlıklarıyla ana hatlarıyla böyle… Sonuç olarak kadın erkekten daha çok tek eşli, sadık… Ancak cinsel olarak mutlu olduğu söylenemez. Belki o yüzden erkek de çok eşlilikten yana. Tatmin olmuyor. Kadın tatmin olmadığında duygularını içine atarken, erkek dışarıya atıyor kendini.

Ama cinsel tabularla büyümüş bir toplumdan bahsediyoruz. Bu coğrafyanın kırsal yerlerinde yaşayan pek çok kadın, evlenmeden bir erkekle tokalaşamıyor bile. Toplum, sevişmeyi evlilik şartıyla kabullenirken, evlendikten sonra birden bire hızla başlayan cinsel yaşam, kadın için de erkek için de bir bocalama dönemi başlatıyor. Bu bocalamadan çıkamayan kadın cinsel soğukluk yaşayabiliyor. Erkek toplumca elinin kiri sayılan, farklı ilişkiler dönemine başlıyor. İçinden çıkılmayacak kadar sağlıksız bir hayatla sonuçlandırıyor evliliği toplumun yasakları.

İnsanın en doğal yanı olan cinselliği, yasaklarla ve devlet tarafından örselenirken nasıl sağlıklı üreme yaşanır? Vakti zamanında harem kurup, çeşitli eşlerle sevişme şansı bulmuş Osmanlı padişahlarının bile, özel hayatı yokmuş gibi davranılırken, o “üç çocuk” nasıl olacak efendiler?

Dünya’nın yaklaşık 6 milyarlık nüfusa, tozlaşmayla gelmediğini biliyorsak şayet, şu ayıp kavramını tüm çıplaklığıyla bir masaya yatıralım. Cinselliği, bu ve bunun gibi anketleri önemseyelim. Çünkü en azından bir yüzyıl daha cinsellik ayıp konular arasında kalmaya devam edecek gibi görünüyor.

Doğan Özcan

Editör

www.hayatadokun.net ' ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Tarihsel Süreçte Kadın İstihdamı