Türkiye’de Kadın İşgücü İstihdamı ve Kadın İşsizliği



Ülkemizde kadın işgücü potansiyelinin büyük bölümü kullanılmaz.

Avrupa Birliği Ülkeleri Katıylarının alınan OECD raporlarına göre, ülkemizde kadın işgücünün istihdama katılımı %26,5’tir. OECD ülkeleri arasında kaydedilen bu en düşük oran, yine aynı verilere göre son 10 yıldır düzenli düşüş eğilimi gösterir. (http://213.253.134.43/oecd/pdfs/browseit/8106071E.PDF)


Bu oran, aslında gerçek tablonun en iyimser halidir çünkü çalışan kadınların %49’u ücretsiz çalışan aile işçileridir. Bir başka ifadeyle, kayıtlarda çalışıyor görünen çok az sayıda kadının neredeyse yarısı istihamın içindedir. Ücretsiz çalışan aile işçisi kadının çoğu tarımsal sektörlerde çalışır. Kadın istihdamının çok daha belirgin göstergesi olan kentli kadının işgücüne katılım oranı %17’dir.

Araştırmalar ve saha çalışmaları, kentsel işgücü piyasalarında kadınların bu kadar az yer almasında iki faktör olduğuna işaret eder. Bunlardan ilki, feodal yapı içerisinde kadınlara addedilen ve özellikle evli ve çocuklu kadınların ev işleri dışında ücretli bir iş sahibi olmalarını engelleyen ücretsiz ev işleridir.

Ülkemizde kaliteli ve ucuz çocuk bakım ünitelerinin yaygın olmayışı da, kadın işgücünün doğum sonrası istihdama katılım oranını olumsuz etkiler. Bir başka konuşulmayan lakin uygulanan parametre olarak da kadının ev dışında özgür hareketlerini kısıtlayıcı kültürel ve geleneksel pratikler, bir başka ifadeyle feodal yapının gereklerinin katı şekilde uygulanıyor olması gelir.

İstanbul’da yapılan bir saha çalışmasında, kadınların ücretli bir işte çalışmamasının önemli bir sebebi olarak (%36) ailedeki bir erkek bireyin kadını bu imkanından mahrum etmesi olarak karşımıza çıkar. Yine aynı araştırmaya göre, kadın işgücünün istihdama katılmamasının bir başka sebebi ise (%25) kadının ev içindeki sorumluluklarını gereğince yerine getiremeyeceği düşüncesi olarak kayıtlara geçmiştir. (DİE, 2009: 47)

Kadın işgücü istihdamının düşük seviyelerde seyretmesinin diğer nedenleri arasında; kadınların, kadın işleri olarak kalıplaştırılmış düşük ücretli, sosyal güvenliği olmayan sektörlerde yoğunlaşması; kadınların beceri, eğitim ve iş deneyimi seviyelerinin düşük olması ve son olarak iş yerlerinde hiç de ender rastlanmayan cinsel taciz olgusudur.

Ülkemizde kadınların istihdam oranlarının düşüklüğü, kadınların iş piyasası ve verimliliklerine indirgenemeyecek kadar çok boyutlu sebeplere sahip süregelen sosyal ve etnografik bir sorundur. Bu sorunun çözümü için, toplumsal cinsiyet bakışına sahip bir eylem planı oluşturmak gerekir. Bu eylem planında; aile içi iş bölümü, feodaliteye dayalı kısıtlamalar, inanç faktörü ve buna bağlı olarak gelişen bağnaz yapılaşma, etnik yapıların objektiviteyle değerlendirilmesi, işgücü piyasasının cinsiyet ayrımından uzak değerlendirmelerle istihdamın devamlılığını sağlaması ve iş kanunununa kadın lehine maddeler eklenip iyileştirilerek tam uygulanmasının sağlanması gerekli ve zorunludur. Aksi takdirde, ülkemizdeki kadın işgücü gün geçtikçe ikinci plana atılmaya devam edecektir. 

Türkiye’de Kadın İstihdamı ve Kadın İşsizliği başlığının ardından bir sonraki hafta, Türkiye’de Cinsiyete Göre İşgücüne Katılma Oranlarından bahsederek ülkemizde gün geçtikçe artan kadın işsizliğinin temek sebeplerini gözlerinizin önüne sermeye devam edeceğim.

Farkında olmanız ve takipte kalmanız dileklerimle.

Evrim Gözener

Kaynakça:

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE): “Türkiye Ekonomisi İstatistik ve Yorumlar”, Ankara,
Ekim 2009.

Organisation for Economic Co-Operation and Development (OECD): “Employment
Outlook”, Table E. p. 319, for 1990, 1997 and 2000.

www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider