An’ ın An’ ı



Yol alır yürürüz nereye gittiğimizi hiç bilmeden.
Uzun bir yoldur yalan yolu, başkalarının acılarından faydalanırlar yüzsüz maskeli suratlarıyla düzerler bu yolu.
Yalanlarla yok edilen umutlardan çalınan hayallerden yapılmış upuzun bir yalan yolu.

Kaldırımın üzerinde dost satıcıları yalan dolanla haraç, mezat pazarlarlar tüm paylaşımları ve masalarda cesetleri yedirip, tatlı diye koyarlar kırdıkları kalpleri.
Kandırdıkça umut edersiniz ve gözyaşlarınıza felç iner, ağlayamazsınız.
Bütün iyi dilek ve beklentileriniz, ölmüştür reddettikleriniz sabıkalı, üzüntüleriniz omuzlarınıza yüklenmiştir, yürürsünüz nereye gittiğinizi bilmeden.
Meydanda ne “O çıplak!” diyen bir ses ne de bundan çıkarılacak bir ders vardır. Kara tahtanın önünde tek ayak üzerinde çürümeye terk edilmiş bekliyoruz.
Hayatımızdan nasılda izinsiz geçiyor her şey; yağmurları kuşanıp akıp gittiğimiz bu hayat, hesapsız vicdansız ve yalanlarla.
İnsanın kendine söylediği yalan, yine kendi elleriyle gömüyor insanı; avuçlarımızın içerisinden kayıp giden yaşanmamışlıkları, tutup yoğurmak kalbin teknesinde…
Martıların kanat'larına arkadaşlık edip bırakmak, bizi bize… Yaşamak anın anın' ı hayatın yüzeyin' de...

Şükran Güvenilir

www.hayatadokun.net 'ten alınmıştır.

Comments

Popular posts from this blog

Kadınların İş Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar – III: İstihdam Edilmiş Kadın İşgücünde Cam Tavan : (Glass Ceiling) Sendromu

Kadınların Çalışma Hayatında Karşılaştıkları Sorunlar - I: Cinsiyete Dayalı Sorunlar

Ayran da İyidir, Rakıdan Sonra İyi Gider